Eğer bir insanın gözünü para hırsı bürümüşse o insanın milyonları da olsa aç gözlülük de sınır tanımıyorlar.
Neden diyorum bunu! Bir bankada müdürlük yapan bir kadın, "Fatih Terim Fonu" diye bir fon uydurup, tanınan bilinen futbolcuları kandırıyor ve onları dolandırıyor.
Şimdi burada kime ne demeli?
Bu kadına milyon dolarları üç kuruş fazla para kazanacağım diye hesapsız kitapsız gizli saklı pastane köşelerinde teslim eden futbolcularımı bir şey demeli! Yoksa bu futbolcuları kekleyen banka müdürü kadına mı bir şey demeli?
Hiç kimse kusura bakmasın burada aç gözlülük yapan bu kadına kayıt dışı para veren herkes.
"Açgözlü" diyorum çünkü bir insan, bankadan parasını çekip de pastane köşelerinde kayıt dışı olarak milyonlarca dolarını banka müdürü de olsa kimseye teslim etmez.
Neymiş özel bir fonmuş falanmış filanmış. Özel fon olunca paralar bankanın dışında mı teslim ediliyormuş, özel fon olunca banka hesabından resmi olarak giriş yapılmıyor muymuş? Özel fon olunca paralar çantalar içinde gizlice sadece müdüre mi teslim ediliyormuş?
Geçsinler bunları.
Banka müdürü olan bu kadına parasını teslim eden herkes neyin ne olduğunu bana göre biliyordu. Ya aklı başında hiç kimse pastane köşesinde milyonlarca doları birine vermez hatta kardeşine anasına babasına vermez. Ama yazımın başın da dedim ya bu açgözlülük ve açgözlülük insanın gözünü karartıyor, kolay para kazanma hırsı hesapsız iş yapılmasına neden oluyor.
Şimdi bazı medya mensupları başta olmak üzere hedef saptırmaya çalışıyorlar. Neymiş efendim burada bankanın da suçu varmış neden böyle bir kadını müdür yapmışlar. Vay efendim paraların bir kısmı bankada müdür odasına teslim edilmiş bu nedenle bankada sorumluymuş.
Her meslekte çürük elma çıkabilir. Her meslekte o mesleğin yüz karası çıkabilir. Örnek olarak bir hâkim rüşvet aldı diye adalet bakanlığını suçlamak mı gerekir? Ya da bir hastane de bir doktor illegal iş yaptı diye suçlu sağlık bakanlığı mı olur?
Bir bankanın müdürü dolandırıcı çıktıysa ve bu dolandırıcıya milyonlarca doları makbuz olmadan hesaba giriş yapılmadan devletin verdiği faiz oranından daha fazla faiz alacağım diye birileri parasını pastane köşelerinde verdiyse burada bankanın suçu ne?
O zaman biraz uç örnek olacak ama telefonlarla dolandırılanlar Telekom şirketlerini dava etsin "sizin hattınızdan bizi dolandırdılar paramızı siz vereceksiniz" desinler.
Ya da bir kurumda çalışan birisi, diyelim ki bir imam insanların dini inancını sömürerek dolandırıcılık yapıp milletin parasını çalıydıysa! İmam tarafından dolandırılanlar Diyanet başkanlığını dava etsinler “bu imamı siz atadınız paramızı siz vereceksiniz” desinler.
Olacak iş mi bu?
Ama bu banka müdürü tarafından dolandırılanlar kalburüstü insanlar öyle garip mazlum kişiler değiller, milyonlarca doları olan Türkiye de tanınmış güçlü insanlar.
Bunların avaneleri (yardakçıları) çok.
Bunların amacı, sorunu bankaya yükleyip bu açgözlülerin parasını kurtarmak bunların amaçları, bu dolandırılanlar garip bir vatandaş olsaydı iddia ediyorum kimsenin umurunda olmazdı, “kardeşim saf mısınız siz? Neden paranızı pastane köşelerinde verdiniz” denilir birde dalga geçilirdi.
Hiç kimse kusura bakmasın ama benim düşüncem, bu banka müdürü olan kadına parasını verenler riski göze alarak verdiler.
Milyonlarca dolarları olmalarına rağmen daha fazla kazanma hırsları yüzünden kolay para kazanma yoluna gittiler ve kayıp ettiler.
Eğer bu kadın onlara verdiği vaatleri tutup paralarını yüksek faizle geri verseydi bu kahramanlar gidip devlete kazdıkları yüksek faizin vergisini verecekler miydi? Hiç sanmıyorum.
Bu fon yasalsa bu kadar gizeme ne gerek vardı? Kimden gizlenerek, neyin hesabını yaparak paralarını gizli saklı bu kadına verdiler?
Mağduriyetlerinin sorumlusu kendileri.