Hadi bakalım emeklileri çok düşünen hükümet yetkilileri yine emeklileri düşünerek güya emeklilere ikramiye verme kararı aldılar. Ne kadar ikramiye verecekler koskoca beş bin lira. Bak bak tam beş bin lira. Büyük para, harca harca bitmez.   Gerçi verilen bu koskoca 5 bin lirada her emekliye verilmiyor. Eğer emekliyseniz ve çalışıyorsanız size bu ikramiye yok. Sanki emekli keyfinden çalışıyor.   Hükümetimizi idare edenler “sen yıllarca çalıştın primlerini ödedin, al sana kimseye muhtaç olmadan yaşayabileceğin kadar maaş bağlıyoruz, git ömrünün geri kalanını en azından maddi olarak huzur için de yaşa” diyorlar da! Emekli “Yooook ben 50 yaşından 60 yaşından sonrada ille de çalışacağım” diyor. Arkadaş verdiğiniz para bir ev kirası kadar bile etmiyor. Verdiğiniz para neredeyse elektrik su doğal gaz parasını karşılamıyor çalışmayacak da ne yapacak emekli? Acından ölecek mi?   Baştan aşağı adil olmayan bir dağıtım yapacaksınız. En düşük emekli maaşına 7 bin 500 lira diyeceksiniz, 3 bin gün prim ödeyenle 9 bin gün prim ödeyeni aynı kefeye koyacaksınız, kendinize gelince normal emeklinin on katı yüksek maaş alacaksınız. Sonra kalkacaksınız size ikramiye veriyoruz diye 3 kuruş para vereceksiniz onu da çalışan emeklilere vermeyeceksiniz?    Peşine de hak hukuk diyeceksiniz Müslümanlığı da kimseye bırakmayacaksınız?   Tabi emeklide kendine yapılan bu haksızlığı kabulleniyor.   Neden mi?   Gerçi geçenler de bir arkadaş bununla alakalı bir paylaşım yapmıştı altında yazılan yorumları okudum. Nerdeyse yorumların yarısı helal olsun, buna da şükür, buda yoktu, verdi ya gibi verilen 5 bin lirayı alkışlayan türde yorumlardı. Emekliler neden bu durumda olduğunu yapılan yorumlardan bir kez daha anladım.   Sonuç olarak fakirlerin zenginlerden beş yüz sene önce cennete gideceğini söyleyen hacılar hocalar olduğu sürece, fakirliği bir nimet gibi gösteren ama kendileri saltanat içinde yüzenlere inandığımız sürece üç kuruşta verseler şükretmeye devam eden ciddi bir kitle var bu ülkede.   Elbette şükredeceğiz ama şükretmeyi Allah’a ve Allahtan gelen her şeye yapacağız.   Emekliye ödenen maaş hükümetlerin bir politikasıdır.   Bizlere bu maaşı reva görenler mesela vekiller ne kadar emekli maaşı alıyorlar? Normal bir sigortalının aldığı maaşın yaklaşık neredeyse on katını alıyorlar. O zaman şükür bunun neresin de olacak? Buna izin veren yüce yardan mı? Yüce yaradan mı vekile verilen emekliye verilen maaşı belirliyor?   Vekil emeklisine al sana 70 bin lira normal emekliye de al sana 7 bin 500 lira diyen kim? Kime şükür?   Oysa İslam’ın temel kuraları arasın da yöneticiyle yöneten arasında sosyal ve statü olarak uçurum olmaz diyor. Vekil emeklisi ile normal emekli arasın fark var mı? Hem de çok var.   Neyse bu konulara girmeyeceğim.   Sadece şükrede şükrede aç yaşamaya mahkûm oluyor ülkemizin emeklileri. Bu durumu birazda hakkını aramayan emekliler sebep oluyor.   Şükrede şükrede üç kuruş maaşa talim ediyorlar.   Allah’a verdiği sağlık ve nimetler için şükredeceğiz hatta Allah’tan gelen her şeye şükredeceğiz. Ama Allah’ın verdiği nimetlerden yararlanmak içinde hakkımızı arayacağız.   Tarlasını ekmeyen çiftçiye Buğdayı kim verecek? Denize açılmayan balıkçıya rızkını kim verecek? İş yerini açmayan esnafın geçimini kim sağlayacak?  Okula gitmeyen çocuğa diplomasını kim verecek?   Ya da şöyle sorayım, tarlasını eken çiftçiyle ekmeyen çiftçi bir olur mu?   Denize açılmayan balıkçıyla açılanın balıkçının rızkı bir olur mu?    Okula giden bir öğrenciyle okula gitmeyen bir olur mu?   İş yerini açan bir esnafla iş yerini açmayan bir esnafın geçimi aynı olur mu?   Hakkını arayanla aramayan bir olur mu?   Olmaz kardeşim.   Olur derseniz şükrede şükrede aç kalmaya devam ederiz.   7 bin 500 liraya talim edip üç kuruş ikramiyeye şükür ederseniz.   Zenginden 500 sene önce Cennete gireceğinize inanırsanız.   Fakirliği Allah’ın bir lütfu sayarsanız.   O zaman size yapılanları hak etmiş olursunuz?   Avrupalı emekli dünyayı gezerken, bizim emekliler şükrede şükrede bırakın ay sonunu, ayın ortasını getiremezler.