Dağıldı dağılacak,
Küstüm oynamıyorum,
Sen kazanamazsın o kazanır,
Benim dediğim olacak,
Sen bana direttin, yok asıl sen bana direttin derken!
En sonun da altılı masanın adayı belli oldu.
Geçen yazımda Sayın Meral Akşener’e masayı terk ettiğin de 10 soru sormuştum.
Sonuç olarak yaptığı davranışın doğru olmadığına ben dâhil on binler hatta yüz binler tepki koymuştu.
Sanırım Meral Akşener'de yaptığı hatayı anladı ve bir formül bulunarak masaya geri döndü.
Bana göre doğrusunu yaptı.
Ben bu yazım da olanlara farklı açıdan bakmak istiyorum.
Aslında altılı masada olan kriz de benim kafama bir soru takıldı.
Yapılan anketlerde Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu altılı masa dâhil tüm parti liderlerinden daha fazla oy aldıkları ortaya çıktı.
Bakın dikkat edin, bu iki belediye başkanının tüm parti liderlerinden (Millet İttifakı ve Cumhur ittifakındaki tüm parti liderleri) daha fazla oy alacakları anketlerde belli oldu.
Zaten altılı masada bu yüzden az daha dağılıyordu.
Meral Akşener’e göre bu iki belediye başkanından biri cumhurbaşkanlığına aday olursa seçimi ilk turda kazanacakları yönündeydi.
Zaten Meral Hanımın masaya geri dönüşünde ki formül de iki belediye başkanına cumhurbaşkanlığı yardımcılığı görevinin verilmesiydi.
Yani Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu kendileri aday olsunlar ya da olmasınlar cumhurbaşkanlığı seçimin kilit adamları.
Tamam, buraya kadar her şey iyi güzel de! Bu durum biraz tuhaf değil mi?
Yani koskoca parti liderleri, bu seçimi kazansa kazansa(!) yaa Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu kazanır tartışmasına giriyor ise, Hatta Cumhur ittifakı bile karşılarında rakip olarak bu iki adayı görmek istemiyorsa, işte bu durum da benim aklıma takılan soru şu oluyor.
Parti liderleri siz o partilerin başında neden duruyorsunuz?
Hadi Cumhur İttifakı'nda ki partilerin adayı belli kazanacak ya da kaybedecek sonuç olarak adayları bir partinin genel başkanı.
Ama millet ittifakı olarak oradaki altı parti lideri kendilerinin değil de iki belediye başkanından birinin seçimi kazanacağını iddia ediyor ve bu konu masayı dağıtmaya kadar geliyorsa bence önce kendini sorgulamaları gerekir.
Kendinize güvenip cumhurbaşkanlığına aday olamıyorsanız! O zaman siz bırakın genel başkanı olduğunuz partilerinizin başkanlığını.
Birinin başına Mansur Yavaş gelsin diğerin başına Ekrem İmamoğlu gelsin.
Mesela şu denseydi keşke; “Cumhurbaşkanlığı seçimini Mansur Yavaş kazanır bu yüzden ben kendisini bizim partiye geçmesini ve partimizin genel başkanı olarak cumhurbaşkanlığına aday olmasını istiyorum” ama bunu diyen olmadı.
Sonuç olarak altılı masanın adayı yine bir parti lideri olan Kemal Kılıçdaroğlu oldu.
Seçimi kazanma şansı var mı?
Bence var.
Peki, bu güne kadar onlarca kez Recep Tayyip Erdoğan karşısın da kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bu kez nasıl kazanma şansı var?
Bu Sorunun cevabı AKP ve MHP’nin son birkaç yıldır yaptıkları büyük hatalar da.
Bu hatalara bir daha ki yazımda değineceğim.
Bazen zaferler karşılarındakilerinin hatalarıyla kazanılır.
Hata yaparsan kaybedebilirsin. Hatanda ısrar edersen o zaman kesin kaybedersin.