Ben dahil bir çok gazete yazarları ısrarla bu konun üzerine gittiler.
Çalıştığı için ikramiye almayan emeklilerde tepkilerini ciddi olarak koydular.
Nihayet bir yanlıştan dönüldü ve çalışan emeklilere de 5 bin lira ikramiyelerini Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasıyla verilme kararı alındı.
Aslında bu karar en başından alınmalıydı.
Ama her zaman dediğim gibi ne yazık ki ülkemiz de "ağlamayan çocuğa emzik vermiyorlar" misali hak aramayanlara da kimse hakkını vermiyor.
Peki, böyle mi olmalı?
İlla birileri çıkıp bağırmalı mı?
"Size artık oy yok" diye isyan mı etmeli?
Eylem mi yapmalı?
Tepki mi vermeli?
Neden hakkın sahibine hakları bağırılmadan isyan edilmeden eylem yapılmadan verilmiyor?
Neden "gel kardeşim sen bunu hak ettin" denilip haklar sahibine teslim edilmiyor? Bunu bir türlü anlamıyorum.
****
Her zaman Samsun'dan çıkan vekillerin Samsun'a yeterince hizmet etmediklerini iddia ettim.
Elbette tüm vekilleri kast etmiyorum, içlerinden iyi niyetle Samsun'a hizmet etmeye çalışan bir iki vekil olmuştur.
Ama son dönem seçilen vekillerin içinde biri var ki hangi ortama girersem gireyim onun hakkında olumlu konuşuyorlar.
Kim hangi konuda kendisine bir sorun iletse, adam elinden geldiğince sorunu çözmek için mücadele ediyor.
Tabi ki elinde sihirli değnek yok.
Bu nedenle her sorunu çözmesi imkânsız ama adam iyi niyetli ve elinden geleni yapıyor.
En azından vatandaşı dinliyor araştırıyor ilgileniyor.
Önünde yasal bir engel yoksa vatandaşın sorununu çözmek için mücadele veriyor.
İşin ilginç yanı bir de takip ediyor.
Yani bir sorunu ilettiğiniz de sorunu çözmek için mücadele veriyor gerekli adımları atıyor sonra bir kenara çekilmiyor unutmuyor o işi takip de ediyor.
Hatta bizzat kendisi soruyor "ne oldu" diye?
Mesela bizler esnafla ilgili hangi sorunları ilettiysek her biriyle tek tek ilgilendi sorunun çözüme ulaşması için mücadele verdi.
Başardı başarmadı bu ayrı mesele ama esnafın yanında oldu esnafı yalnız bırakmadı, sorunların çözümü için elinden gelenini yaptı.
Ben bu nedenle Eski bakanımız şimdiki vekilimiz Sayın Mehmet Muş’a teşekkür ederim.
Bir şeyi daha itiraf edeyim;
Her zaman şunu derdim Milletin Vekili o ilin öz evladı olmalı. Taşıma vekil olmaz. Taşıma vekil taşındığı ilin sorununu bilmez ilgilenemez. Vekillik süresi biter çeker gider. Doğal olarak Sayın Mehmet Muş hakkında da böyle düşünmüştüm.
“Ya adam bakanlık yapmış, adamı Samsun’dan vekil gösterdiler, ne yapacak ki samsun için? Diğer taşıma vekiller ne yaptı ki! O ne yapsın?” demiştim.
Ama yanılmışım.
Bu düşüncemi Sayın vekilimiz Mehmet Muş çürüttü.
Demek ki oluyormuş.
Sorumluluk sahibi, vicdan sahibi, içinde işini iyi yapma aşkı, görev aşkı olan biri olunca, seçildiği ilin öz evladı gibi çalışıyormuş.
Ben tekrar tekrar Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilimiz Sayın Mehmet Muş’a teşekkür ederim.
Sayın Mehmet Muş diğer vekillerimize de umarım örnek olur.
Onun gibi iktidar partisin de görev yapan hatta muhalefet partilerin de görev yapan sayın vekillerimiz de var.
İddia ediyorum sokaktaki bin kişiye sorun yüz kişi vekillerin çoğunun adını bilmez.
Hatta yazımı okurken düşünün ilimizde ki vekillerin adlarını ne?
Sayın bakalım isimlerini kaçının adını biliyorsunuz?
Hadi bir ikisinin adını biliyorsunuz diyelim(!) O zaman şu soruyu sorun kendinize bunlar seçildi seçileli ilimiz için ne yaptılar?