İslâm inancına göre, hayatın her alanında riayet edilmesi gereken kuralları Allah (c.c.) belirler. Belirlediği kuralları peygamberleri vasıtası ile tebliğ eder. Kurallarına riayet edenlere ebedi saadeti, karşı gelen ve inkar edenlere ise keza ebedi cezayı müjdeler.
Allah'ın (c.c.) kurallarına ama, fakat, lakin demeden itaat edenler; sağcı, solcu, liberal gibi toplumun her kesiminden saygı görürler. Çünkü onlar güzel ahlâk sahibi, sözüne güvenilir ve kendisinden emin olunan insanlardır. O'nun kurallarına itaatte samimi olmayanlar ise, toplum nezdinde itibar görmez, hatta varsa daha önce kazanılan itibarlarını da kaybederler.
Peygamberler insanların güzel ahlâk sahibi olmaları, Hak ve hukuka riayet etmelerini temin için birer muallim ve güzel bir örnek olarak gönderilirler. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) "Ben en güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim" diyerek bu gerçeğe işaret etmiştir. Bu da Müslüman olmak için güzel ahlâk sahibi olmanın olmazsa olmaz olduğunu gösterir.
Sevgili Peygamberimizi örnek alan bir Müslüman güzel ahlâk ile birebir örtüşmeyen hiç bir şey yapamaz.
* Haram yemez hatta şüphelilere bile yaklaşmaz.
* Asla yalan söylemez.
* Kendisini beğenmez ve kibirli olmaz.
* Kendi nefsi dahil, kimseye haksızlık yapmaz.
* Hiç kimseye iftira ve çamur atmaz.
* Hiç kimsenin kalbini kırmaz ve üzüntüsüne neden olacak eylem ve söylemde bulunmaz.
* Özetle güzel ahlâk ile birebir örtüşmeyen ve bir Müslüman’a yakışmayan tavır ve davranışta bulunmaz. Sebep ne olursa olsun kendisini Müslüman olarak tanımlayan herkesin güzel ahlak çizgisinden asla taviz vermemesi gerekir.
Özellikle seçim tarihi yaklaştıkça; kutuplaşmadan beslenen fitneci ve kışkırtıcı siyasilerin neden oldukları gerginlik ortamın etkisi ile, şeytanın oyununa gelerek güzel ahlâk çizgimizden taviz vermekten Allah'ın (c.c.) bizleri koruması dua ve dileklerimle.