Allah (c.c.) Kur'an'da: hitap ettiği kullarının itikadı konumlarına göre; Ey İman edenler, ey Nas ve ey Kafirler diye herkese inanç yapılarına göre ayrı ayrı hitap eder.
Bir kulun Allah'ın (c.c.) Ya eyyuhellezine Amenu (Ey İman edenler) hitabına muhatap olması için Amentüye iman etmesi, Müslüman olabilmesi için iman etmekle birlikte en azından kendisine farz olan ibadetleri yerine getirmesi gerekir. İşte aynen bunun gibi Milli Görüşçü olabilmek için; İman sahibi ve Müslüman olmak yanında ve aynı zamanda Milli Görüşün kurumsal kimliğine samimi olarak sadakatli olmak icap eder. Milli Görüşçü olduğunu iddia edipte; Merhum Erbakan Hoca'nın özenle ve ısrarla kurduğu Yüksek İstişare Kurulu (YİK) kararlarına itaat etmemek, bu kurulu yok saymak veya bu kurulun aldığı karar hilafına hareket etmek Milli Görüşçü kimliği ile bağdaştırılamaz.
Amentü esaslarına inanmayan ve bu imanının gereği olarak farz olan ibadetleri bile ifa etmeyen birisinin Müslüman olmada samimiyeti nasıl tartışılır bir husus ise; YİK Kararına itaat etmeyen her kim olursa olsun Milli Görüşçülükteki samimiyeti tartışılır.
Sonra Milli Görüşün siyasi tarihi boyunca yaşanan gelişmeler incelendiğinde; Milli Görüş çizgisinden koparak, Küresel Siyonizmin kucağına düşenlerin hemen tamamının, YİK kararlarına itaat etmeyenler olduğu görülür. Bu nedenle Milli Görüş Hareketinin içinde kalmak isteyen herkesin eylem ve söylemlerinin Milli Görüş kimliği ile örtüşüp örtüşmediğine dikkat etmesi son derece önem arz eder.
Milli Görüş Hareketinin tek temsilcisi Saadet Partisinin 24 Kasım günü yapacağı 9. Olağan Genel Kurulunun Milli Görüş camiasına, aziz milletimize ve İslâm dünyasına hayırlar getirmesi dua ve dileklerimle.