Geçen yazımda siyasetçiler ile ilgili yazacağım demiştim.
Aslında yazmak istediğim farklıydı ama bizim siyasilerde o kadar çok yazılacak konu var ki; bir gün öncesinin taze haberi bir gün sonra bayatlıyor.
Son olayı duyduğumda "Haydaa" dedim, "yok artık" dedim, "ciddi olamazlar” dedim, "hoppala" dedim, "yuh artık" dedim. Dedim de dedim.
Bunları neden dedim?
Aylarca o masaya oturup oturup kalktınız.
Ne yaptınız o masa da bugüne kadar?
Çay kahve içip havadan sudan mı bahsettiniz?
Çoluk çocuk nasıl?
Ya da çok kilo aldım rejime başladım, kıyafetiniz ne kadar güzel nerden aldınız muhabbeti mi yaptınız?
Ya arkadaş bu güne kadar hiç mi konuşmadınız aday konusunu?
En azından kahve falı baktırsaydınız belki orada bile çıkardı adayın az çok şekli şemalı!
Sonuç olarak
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener altılı masadan kalktı.
Hem de seçimlere 2 ay kala bunu yaptı.
Kendince gerekçesi; cumhurbaşkanlığı adayının kimin olacağı konusun da kendisine diretme yapıldığı konusundaydı.
O zaman benim aklıma takılan bazı sorular var.
Meral hanıma sormak istiyorum:
1- Madem demokrasi var o zaman beş liderin kabul ettiği adayı doğal olarak sizin de kabul etmeniz gerekmez miydi?
2- Sizin istediğiniz adayı diyelim ki masanın çoğunluğu kabul etti, ama sizin adayınızı kabul etmeyen bir iki lider masadan tıpkı sizin gibi onlar ayrılsaydı düşünceniz ne olurdu?
3- Yaklaşık iki yıldır o masaya oturup kalktınız o masadan kimin aday olacağını herkes az çok bilirken siz yeni mi öğrendiniz Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olacağını?
4- Kendiniz ya da kendi partinden birini aday göstermeyip, CHP genel başkanını hiçe sayıp birde üstüne CHP üyesi olan ve CHP den belediye başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı ile cumhurbaşkanı yapalım demek ne kadar doğru?
5- Siz kendiniz ben başbakan olacağım derken, başka bir partinin liderini sen hiç bir şey olma demeniz ne kadar doğru?
6- Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu sizin teklifinizi kabul etmezse aday olarak siz aday çıkacak mısınız?
7- Ersin Şen canlı yayında sizinle görüştüğünü ve İyi parti olarak kendisini cumhurbaşkanlığı için aday göstermeyi düşündüğünüzü söyledi (doğruysa) Size göre Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş’tan başkası seçimi kazanamayacaksa Ersin Şen’i aday gösterme mantığınız ne? Size göre sadece Ersin Şen’in Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha mı fazla oy alma şansı var?
8- Diyelim ki, seçim ikinci tura kaldı. Ve Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu yarışıyor. O zaman Kemal Kılıçdaroğlu’na mı destek vereceksiniz? Eğer verecekseniz neden bu gün masayı dağıttınız? Yok, Recep Tayyip Erdoğan’a destek verecekseniz! Bu güne kadar altılı masada neden oturdunuz? Neden MHP den ayrılıp parti kurdunuz? Parti kurma aşamasın da neden CHP’den destek aldınız?
9- Recep Tayyip Erdoğan “bizim dökülen taşları toplamak gibi bir niyetimiz yok” demesine rağmen, kendinizi ve partinizi taş yerine koyduracak mısınız?
10- Siz hep aday konusunda anket yapalım derken altılı masadan ayrılıp ayrılmama konusunu tabanınıza sordunuz mu? Bu konu da anket yaptınız mı? Yoksa bir iki kurmayınızla mı bu kararı aldınız?
Tabi sorulacak daha çok sorular da var.
Şimdilik bu kadarını yazdım.
Sonrasın da diğerlerini de sorarız.
Bakın her partinin düşündüğü bir cumhurbaşkanı adayı vardır.
Ama hiçbir parti diğer partiye ille aday şu olsun diye baskı yapamaz.
Altılı masanın beşi İYİ Parti'nin teklifini kabul etseydi, sadece CHP kabul etmeyip masadan ayrılsaydı durum yine aynı olacaktı.
O zaman ya çoğunluğun kararı uygulanacak ya da her parti kendi adayını çıkartacak.
Ama bunu da seçime birkaç ay kala yapmayacak.
İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, “ya tarih yazacağız ya da tarihte kaybolacağız” demiş.
Aslın da bu söz bile o kadar çok şey anlatıyor ki.
Mesela kendisi de bu sözüne göre tarih yazıp ya da tarih de kaybolup kaybolmayacağını bilmiyor.
Yani aldığı karardan emin değil.
Diyelim ki, tarihte siz kayboldunuz peki sana inanan sana güvenip peşinden gelenlerin vebali ne olacak?
Her zaman diyorum arkadaş bizim siyasetçiler bana güven vermiyor.
Yazacak o kadar çok şey var ki!
Her düşüncemi yazsam bedenim hapis olacak, bedenimi serbest bırakayım desem düşüncelerim ruhum hapis olacak.
Ne yazık ki ülkemiz de her doğru her yerde konuşulamıyor