Nihayet seçimler bitti.
Sandıktan çıkan sonuçları kimi normal karşıladı kimi çok şaşırdı kimi de "sonucun böyle olacağı belliydi" dedi.
Benim açımdan da soncun bu şekilde olacağı belliydi.
Hepsinin de önemlisi iktidarın bu şekil de başarısızlığa uğramasının nedenleri arasında muhalefetin hiçbir katkısı yok.
Yani muhalefet partileri çok üstün çalışarak projeler üreterek bir başarı sağlamadılar.
Tam tersi iktidar kendi ayağına kendisi sıktı.
Peki, neden böyle oldu?
EKONOMİK KRİZ
En büyük nedenlerinden bir tanesi ekonomik kriz; Yok dünya krize girmiş, yok salgın olmuş, o olmuş, bu olmuş gibi bahanelere halk çok inanmadı. Türkiye de bir vatandaş cebine 10 bin lira koyup bırakın başka ülkede tatil yapmayı, kendi ülkesin de bile tatile gidemezken, Avrupa’dan gelen bir turist cebine 3 Bin Euro koyup krallar gibi Türkiye de tatil yapabiliyor. Hani dünya krizdeydi?
EMEKLİLER
Bir başka neden; Emeklilerin düştüğü durum, bakın defalarca yazım 10 bin lira ile bir emeklinin geçinmesi imkânsız dedim. Emekli maaşlarında adaletsizlik var dedim. Ama iktidar kanadında bir siyasetçi çıkıp ne dedi: “Ek iş yapsınlar eskiden memurlar simit satardı ek iş yapardı” dedi. Diğeri çıktı “biz olmazsak emekli maaşını bile alamazsınız” dedi. Nerdeyse emekliyi tehdit etti. Arkadaş adam emekli olmuş yaşı gelmiş atmışa yetmişe bu adam nasıl ek iş yapacak? Yıllarca prim ödeyip emekli olup hayatının son dönemlerini huzur için de geçiremeyecekse emekli olmanın anlamı ne?
ESNAF
Diğer bir neden esnaf; Esnaf camiası özellikle salgın dönemin de inanılmaz sıkıntı yaşadı iş yerleri kapatıldı, Anayasanın 173. maddesi “Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır” diyor. Yüz yılda bir gelen salgın döneminde bile esnafı koruyucu destekleyici nasıl tedbirler alındı? Çıksın bir siyasetçi esnafa bunları verdik, şu şekilde destekledik desin. Bırakın desteği salgın dönemim de kapalı olduğu günlerin bile prim vergi stopaj gibi borçları esnafın hanesine yazıldı.
PAHALILIK
Diğer bir neden pahalılık; Bu ülkeyi 20 sene yöneten bir iktidarın zamanın da enflasyon yükseliyorsa bunu sorumlusu kendileridir. Elli sene önce şu var mıydı? Yüz sene önce bu var mıydı? Diye insanları avutamazsınız? Ben bu güne bakarım ve derim ki! “Yüz yıllık Cumhuriyetin yirmi beş yılın da siz varsınız, bin yıl önce bu var mıydı şu var mıydı diye beni avutamazsınız, elli yıl önce de Japonya iki atom bombası yemişti. Almanya iki dünya savaşı kayıp etmişti. Bugün geldikleri durum ortada bizim de geldiğimiz durum ortada bunun nedeni kim? Derim. “Dolar almış başını gitmiş faizler artmış mazot benzin doğalgaz fiyatları uçmuş iğneden ipliğe her şeye zam gelmiş bunun sorumlusu kim? Derim. “Sizin hiç mi suçunuz yok?” Derim.
FEDEKARLIK
Diğer bir neden fedakârlık; Ne zaman ülke krizi girse her zaman fedakârlık halktan beklenir. Ekonomik olarak emekli ezilir, asgari ücretli, esnaf, memur ezilir. Maaşlar kuşa dönüştürülür, acı reçeteyi hep vatandaş öder. Ama ülkeyi bu hale getirenler asla fedakârlık yapmazlar. Mesela 10 bin lira ile emekliye geçinin diyenler. “Ülke olarak bir kriz geçiriyoruz halk olarak sizler fedakârlık yaparken bizlerde vekil emekli maaşlarını bir süre kaldırıyoruz, kendi maaşlarımızı yarıya düşürüyoruz, devletin en başından en alt kumuna kadar tasarruf yapacağız, makam araçlarını satıp bizde metroya bineceğiz” dediler mi? Hayır. Tam tersi “itibardan tasarruf olmaz” deyip harcamalarından hiç taviz vermediler. Emeklinin itibarını hiçe saydılar.
SIĞINMACILAR
Diğer bir konu sığınmacılar; Birçok ülke önce kendi vatandaşını düşünüp ülkelerine bakabileceği kadar sığınmacı alırken bizim siyasetçiler ülkeyi gereğinden fazla sığınmacı ile doldurdular. Ve sığınmacılar için her yıl on miyarlarca dolar para harcadılar. Elbette kapına gelen birini sığınmacı olarak kabul edersin ama gücünün yettiği kadarını kabul edersin. Evinde bile ekmeğini bir başkasıyla paylaşabilirsin ama evin de çocuk çoluğun açken bunu yapamazsın. Senin öz evladın emeklin açken sen sığınmacılar için milyarlarca dolar harcayamazsın. Kimse kusura bakmasın önce can sonra canan.
ADALET
Diğer bir neden Adalet; Eğer bir siyasetçi seçim çalışmaların da dini duyguları kullanıyorsa öncelikle Hazreti Ömer’in adalet anlayışını da uygulamayı bilecek. Hani hep diyorlar ya eskiden o var mıydı bu var mıydı? Peki, eskinin, özellikle İslam âlimlerinin adalet anlayışı mesela Hazreti Ömer’in, Fatih Sultan Mehmet’in, Kanuninin adalet anlayışı var mı bu gün? Emekli maaşların da adalet var mı? İş alımların da adalet var mı? Yargı da adalet var mı? Yönetenle yönetilen arasında sosyal yönden adalet var mı? Gelir dağılımın da adalet var mı?
Diğer bir neden üslup; Bir siyasetçi halka hizmet için bir göreve talip oluyorsa, kendine oy versin ya da vermesin herkese eşit şartlarda hizmet vermeli herkesin yaşantısına eşit şekil de saygı göstermelidir. 85 milyon nüfusu olan bir ülkede herkes aynı düşünceye aynı inanca sahip olamaz. Hiçbir siyasetçi kendi gibi düşünmeyenlere illet zillet diyemez. İnsanlar arasın da ayrımlaştırma yapamaz. Kendine ait olmayan belediyelere topal ördek yakıştırması yapamaz. Bir siyasetçi "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. O ile geldi mi? Şu anda o il garip kaldı, mahzun kaldı" diyemez.
TARİKATLAR
Bir diğer konu tarikatlar; Gelirleri nerden geldiği belli olmayan ama krallar gibi yaşayan tarikat liderlerinin işlerini güçlerini bırakıp halkı tahrik eder gibi açıklama yapmaları. Dini bilinçsizce kullanarak yok oy vermezseniz cehenneme gidersiniz yok oy vermezseniz dinden çıkarsınız gibi sözlerle insanların dini inançlarını sömürmeye çalışanlara göz yummaları hatta onlara gereğinden fazla taviz vermeleri iktidara olan güveni sarstı. Daha dün yaşanan FETO felaketin den ders alınmamış gibi tarikatlara verilen tavizler yeni FETO olaylarının tekrar yaşanması korkusu halkı rahatsız etti.
DEĞERLER
Ve değerler; Kim ne derse desin Mustafa Kemal Atatürk bu ülkede büyük bir kısmın değeridir. Özellikle son dönemlerde sosyal medyada Atatürk hakkın da yapılan saldırılara göz yumulması iktidar kanadın da sessiz kalınması. Herksin kendince bir değeri olan saygı duyduğu bir insan vardır. Osmanlıda bir değerdir Atatürk’te bir değerdir. Bir ülkenin değerlerine sahip çıkmakta o ülkeyi idare edenlerin görevidir.
Kısaca sevgili okurlarım iktidarın bu seçim de başarısız olmasının nedenlerinin bir kısmı bunlar. Başka nedenler var mı var elbette? Ama hepsini burada yazma şansım yok.
İktidarın bir avantajı var sonuç olarak daha 4 sene daha görevdeler. Hatalarında ders alırlarsa 4 seneye kadar durumu toparlarlar. Almazlarsa genel seçimlerde de işleri zor olur. Biz geçmişte doğruları yazarken bize tepki verenler sanırım şapkalarını önüne koyup düşünürler. İşte bizim doğrularımızın sonucu bu gün ortada, yarını düşünüyorlarsa eleştirilere kızmayacaklar gücenmeyecekler ders almasını bilecekler.
Hepimizin amacı ülkenin refahı ferahı için. Her zaman dedim bu ülkeni bayrağı da ezanı da bu ülkenin halkındın teminatındadır. Siz siyasiler bu söylemleri bırakıp halkın refahını düşünün.