Hiç düşündünüz mü son birkaç seçimdir Türkiye de siyaset neden din üzerinden, bayrak üzerinden ve laiklik üzerinden yapılıyor?
Neden siyasiler yapacaklarını yaptıklarını halka anlatmak yerine halkın mili duygularını, dini duygularını ya da Atatürk’e olan sevgisini kullanıyor?
Kim daha çok Müslüman, kim daha çok laik ya da kim daha çok Atatürkçü bunun kararını bu siyasiler neye göre veriyor?
Mesela laik olan biri aynı zaman da Müslüman olamaz mı?
Müslüman bir insan aynı anda laik olmaz mı?
Bir insan aynı anda hem Müslüman, hem laik, hem vatansever, hem Atatürk’ü sevemez mi?
Normal vatandaş bir sokak röportajın da düşüncelerini söyledi diye halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işledi diye gözaltına alınırken(!) siyasetçilerin her mitingin de halkı kin ve düşmanlığa sevk etmiyor mu?
Bana göre halkı ayrımcılığa yönlendirmiyor mu?
Bir vatandaş bir konuşmasında, "Ben oyumu DEM partisine vereceğim benim oğlum uzman çavuş ben şimdi terörist miyim" diye soruyor.
Evet, benim de şahsi düşüncem DEM partisi PKK’nın siyasi ayağı.
PKK onlara destek veriyor.
Ama tıpkı geçmişte FETÖ'ye inanıp onun peşinden giden masum vatandaşlar da vardı.
FETÖ’nün gerçek zihniyetini bilseler onun peşinden giderler miydiler?
Bırakın masum halkı, geçmişte elli kelli siyasetçiler bile FETÖ’ye kul köle olmadılar mı?
Hoca efendi diye FETÖ'yü baş tacı yapmadılar mı?
Halkı tehlikeden korumak bu ülke de kimin görevi?
DEM terör örgütü bir partiyse ve son derece tehlikeliyse (bence öyle) evladı uzman çavuş olan bir baba "DEM partisine oy vereceğim" diyorsa! Burada kabahat DEM partisine oy verenlerde mi?
Yoksa terör destekli bir partiyi ülkenin meclisinde tutup onların faaliyetlerine müsaade eden, onlara tıkır tıkır maaş verenlerde mi?
Bir zamanlar halkı kandıran FET'Ö'de olduğu gibi, DEM Parti'nin de halkı kandırmasına neden izin veriliyor?
Bu duruma göz yumanlar suçlu değil mi?
Dediğim gibi halkı koruma kollamak aldatılmasını önlemek kimin görevi?
Bu ülkenin en yetkili insanları DEM Partisi terörist PKK’nın uzantısı diyorsa, bu ülkenin savcıları mahkemeleri neden gereğini yağmıyor?
Evet, kimse gereğini yapmıyor ama halka o partiye oy verirseniz terörü desteklersiniz demesini biliyorlar.
Ya da başka bir parti, şu partiye oy verirseniz laiklik elden gider demesini biliyor.
A partisine oy verenler laikliğin gitmesiyle suçlanıyor, C partisine oy verenler de terörü desteklemekle suçlanıyor.
İşin daha da kötüsü halk kendi arasın da birbirini suçluyor.
Kendi partisi dışında oy verenleri laiklik düşmanı yobaz diye suçluyor, karşı partiye oy verenler de diğerlerini terörist dinsiz diye suçluyor?
Bu duruma gelinmesinin sebebi siyasetçiler değil mi?
O halde konumuzun başına dönersek bu söylemleriyle siyasetçilerin birçoğu halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunu işlemiyorlar mı?
Bu sorunun cevabını siz okurlarıma bırakıyorum?
Biz görür müyüz bilemem ama bir gün siyasilerimizin halkı ayrımcılığa yönlendirici söylemleri bir kenara bırakıp, emekliye huzur için de yaşayabileceği adil maaş bağladık.
Esnafımızı kredi yükünden kurtardık vergilerini azalttık.
Memurlarımıza hak ettiği ücreti ödedik.
Lirayı dolar karşısın da eşit durumuma getirdik.
Ekonomide dünya da birinci sıraya yükseldik.
Adalet ve hukuk da herkesi eşit hale soktuk.
Tarımda hayvancılık da kendi kendimize yeter duruma geldik.
Teknoloji de dünya devi olduk gibi söylemlerini duyarız.
Bakın ekonomi de dünya devi ülkelere.
Onların seçimin de bizde ki söylemleri hiç duydunuz mu?
Biz gelmezsek laiklik gider ya da biz gidersek çanlar susar dediklerini duydunuz mu?
Ben duymadım.
Çünkü o ülkelerin vatandaşları ülkelerinin bayrağı da dinide siyasetçilerin değil, halkın teminatında olduğunu iyi bilir.
Onlar seçtikleri ya da seçecekleri siyasetçilerin halkı huzur için de nasıl yaşatabildiklerine bakarlar, eşitliğe adalete bakarlar.
Bu nedenle o ülkeler de hiçbir siyasetçi dini kullanarak laikliği kullanarak ya da o ülkenin kurucu liderlerini kullanarak oy istemezler isteyemezler.
Darısı bizim başımıza.