Daha önce yazdığım yazıda ülkeyi idare edenlerin hataları yüzünden ekonomik sıkıntıları her zaman halkın çektiğini kaleme almıştım.
Acı reçeteler kemer sıkmalar hep vatandaşa kalırken, baştakilerin hiçbir tasarrufu olmuyor, onlar kemer sıkmıyorlar, eğer fedakârlık yapılacaksa bu devletin kurumlarından başlaması gerektiğine değinmiştim.
Hatta bu durumu anlatacak bir hikâye var;
Annenin birinin dört çocuğu var. Çocuklarına kahvaltı hazırlayacak dolabı açıyor dolapta 4 tane yumurta var, yumurtaları kaynatıp her bir çocuğunun önüne birer tane koyuyor, çocuklar “anne burada dört yumurta var sen ne yiyeceksin” diye sorunca, anneleri “aman çocuklar anneniz taş yesin her birinizden yarım yumurta alırım idare ederim” diyor. Anne burada fedakârlık yapmış gibi görünürken çocukları yarım yumurta yiyor ama annenin kendisi iki tam yumurtayı yemiş oluyor.
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı. Artık kamuda tasarruf döneminin başlayacağını söyledi. Bana göre geç alınmış bir karar. Çünkü, ekonomik kriz yaklaşık iki üç yıldır vatandaş üzerinde ciddi olarak hissedilip, asgari ücretliden memurdan esnaftan özellikle de emekliden fedakârlık yapması beklenirken, kamu kurumlarının bu gün tasarrufa gidilmesi biraz geç oldu. Ama olsun buda bir adımdır.
Yukarıda ki hikâyede anlattığım gibi bir fedakârlık umarım olmaz.
Makam odalarında ki şatafattan tutun, makam araçlarına kadar kamu kurumlarda gerçekten de inanılmaz bir müsriflik var.
Bir belediye başkanlarının makam odaların da banyoların duşların ne işi var?
Bunların evinde duşları falan yok mu?
Ya da tarlada tapanda çalışıp çok mu terliyorlar da belediye binalarına duş yaptırıyorlar?
Ya da değeri milyonlar eden makam araçlarının kamuda ne işi var?
Hatta bazı kurumun başındakilerin altında bir değil iki değil, beş altı makam aracının olmasına ne gerek var?
Başkanların, başkan yardımcılarının, genel müdürlerin genel müdür yardımcılarının, hatta normal müdürlerin her birinin makam araçları var.
Ne gerek var?
Elbette bir kurumda hizmet araçları olmalı ama cılkı çıkarılmamalı.
50 bin muhtara ne gerek var?
600 vekile ne gerek var?
İki sene vekillik yapan birine vekil emekliliği neden verilir?
Hatta vekillikten emeklilik neden olur?
Hadi oldu diyelim neden en düşük emeklinin aldığı maaş verilmez de onun on katı verilir?
Bu ve buna benzer onlarca soruları peş peşe sıralar giderim.
Gelir dağılımı da, yapılacak fedakârlıkta adil olmalı.
Gelir dağılımında adil olmayıp, fedakârlığı adil olarak gelir vermediklerinizden bekleyemezsiniz.
İddialara göre THY genel müdürünün maaşı 1 Milyon 400 bin lira hadi koskoca genel müdür bu maaş olabilir diyelim, ama bu genel müdürün 8 tane yardımcısı var ve her biri 1 milyon 260 bin lira maaş alıyor.
Hadi buda normal diyelim ama 41 tane başkan var her biri 700 bin lira maaş alıyor...
Ya arkadaş hadi buda normal diyelim 41 başkan yardımcısın her biri 490 biner lira maaş alıyor, müdürler 350 bin lira maaş alıyor.
Bir emeklide 10 bin lira maaş alıyor neden?
Çünkü ekonomik sıkıntı var emekliye yapılan zam bütçeyi sıkıntıya sokar.
Olmaz bu olmaz bu adil de değil.
Umarım Mehmet Şimşek kamu kurumlarında ki tasarrufu sağlayabilir, samimi olunur, dostlar alış verişte görsün havası olmaz.
Sizce kamuda tasarruf olur mu?
Bence olmaz neden?
Çünkü ilk önce en baştan tasarruf yapılmalı.
İşin en başındakiler tasarruf yapmazsa altındakilerden bunu bekleyemez.
İtibardan da tasarruf yapılmayacağına göre bana göre kamu da tasarruf hayal.
Dostlar alış verişte görsün misali kamuda ki birkaç bin araç satılır tasarruf yaptık denilir halkın gözü boyanır.
Sonra biz yaptık hadi sizde yapın denir ve halka daha çok kemer sıkma politikası yapılır.
Bakalım hep birlikte bekleyip göreceğiz.
Umarım yanılan ben olurum.