Kolay para kazanmaya çalışan, devlete vergi ödemek istemeyen ve bu nedenle de milyonlarca dolarlarını "Fatih Terim Fonu" adı altında gizli fona yatıran açgözlülerden geçen yazımda bahsetmiştim. Bu fona para yatıran herkes devletin vermiş olduğu faizin çok çok üstünde bir faiz alacakları için bu paraları sistem dışı bir şekil de bir bankanın banka müdiresine pastane köşelerin de teslim ettiler. Hatta bazıları aynı bankanın gişesinden parayı çekip aynı bankanın müdiresine parayı verdiler. Para verenlerin bir kısmı verdikleri paranın iki katını geri almış. Bunların arasında da ünlü bir teknik direktör de var. İddiaya göre, bu teknik direktör güya bu gizli fona 750 bin dolar yatırıp 1,5 milyon dolar geri almış. Yani yüzde yüz dolar üzerinden para kazanmış. Şimdi diyelim ki; bu kadına para veren herkes bu teknik direktör gibi parasını katlayarak geri alsaydı sorun olur muydu? Hayır olmazdı! Hatta hepsi böbürlenerek "Nasıl kolay para kazandım" diyerek hava atarlardı. Zaten paraları verirken de amaçları buydu ama olmadı ve paraları kayıp ettiler. Buraya kadar her şey tamam! Peki bu paraları verenler yani dolar olarak yatırıp yüzde yüz kar edenler ya da kar etmeyi düşünenler, kayıt dışı para kazanmaktan ya da kazanmayı düşündüklerinden dolayı hukuk olarak suçlu değiller mi? En azından vergi kaçırmış olmuyorlar mı? Ya da bir nevi tefecilik yapmış olmuyorlar mı? Mesela 750 bin dolar verip 1,5 milyon dolar kazanan bu teknik direktör parasını ikiye katlarken kazandığı 750 bin doların vergisini vermiş mi? Ya da yine iddiaya göre, başka bir futbolcuda parasını ikiye katlayarak almış, peki bu futbolcu kazandığı paranın vergisini vermiş mi? Hayır... Bu ülkede tefecilik yasal değil bildiğim kadarıyla. Peki, bu ikiye katlanan paralar tefecilik olmuyor mu? Adına fon denilip resmi değil de elden paralar verilip verilen paranın iki katı kazanılınca ve kazanılan paranın vergisi verilmeyince bu para yasal mı oluyor? Tefeciler bildiğim kadarıyla resmi faizlerin çok üstünde para satıyorlar. Mesela ben paramı bir tefeciye versem, bu tefeci benim verdiğim parayı satıp banka faizlerinin üzerin de bana para kazandırırsa adına da fon derse bu suç mu? Eğer suçsa tefeciye parayı veren biri olarak ben de bu suça iştirak etmiş olmuyor muyum? Bu tezgâhı kuran bir banka müdiresi olursa, akla sığmayacak bir kar beklentisiyle bu banka müdiresine para verenler kalburüstü insanlar olunca, bunun adı tefecilik veya vergi kaçırma değil de mağduriyet mi oluyor? Ya arkadaş bu saf, temiz kalpli, mağdur edilmiş vatandaş edebiyatını bıraksınlar. Bu banka müdiresine para verenlerin hiç biri saf, temiz kalpli mağdur vatandaş değiller. Hepsi de bilerek devlete vergi vermemek ve çok daha kolay para kazanmak için bu oluşuma girdiler. Ne mağduriyeti? O teknik direktör gibi hepsi paralarını alsalardı; bu para haram, biz yasal faizi alalım geri kalanı devlete vergi olarak bağışlayalım mı diyeceklerdi? Bakın ben bunları derken elbette iyi niyetinden dolayı dolandırılan masum temiz yürekli insanlar da var bu ülkede. "Ben savcıyım", "Ben polisim" diye telefonla arayan dolandırıcılara tüm paralarını teslim edenler var elbette. Bunlar iyi niyetli saf insanlar. Ama kim ne derse desin ben bu banka müdiresine para verenlerin iyi niyetle masumhane bir şekilde bu paraları verdiklerine inanmıyorum. Ama yüzde yüz iddia etmesem de özellikle futbolcular paralarını kurtaracaklar. Çünkü öyle bir tezgâh hazırlanıyor ki: Suçlu olarak banka gösteriliyor! Ve bankayı suçlayanlar da elli kelli ülkenin meşhur gazetecileri ve bazı hukukçuları. Zaten bankanın müdiresi de bankaya suç atmaya başladı ve bana göre tezgâh kuruluyor. Bekleyip göreceğiz; Türkiye’de ki bağımsız(!) yargı ne yapacak? Ferdi Tayfur’un bir şarkısı var ya “içimde bir his var” Benimde içimde bir his var. Umarım yanılırım.