Esnaf odası başkanı olarak elimden geldiğince esnafın sesini duyurmaya çalıştım.
Esnafın gidişatının iyi olmadığını he geçen gün zora girdiğini ve bu nedenle esnafı koruyacak tedbirler alınması gerektiğini söyledim.
Bu uğurda kimi zaman fanatik parti taraftarlarından eleştiri de aldım. Onlar sandılar ki ben muhalefetim, oysa ben bugünün geleceğini tahmin ederek doğrularımı söyledim ve bildiğimden hiçbir zaman taviz vermedim.
Benim yıllar önce konuştuğumu insanların büyük çoğunluğu yeni anladılar. Ne yazık ki testi kırıldı ve esnaf bu duruma geldi.
Esnafın bu duruma gelmesinin en büyük nedenlerinin başında da hak aramasını bilmemesi gelmekte,
Hadi esnaf kendi hakkını aramasını bilmiyor diyelim. Peki, bu esnafın başları nerde? Mesela TESK nerede ya da TESKOMB nerede?
Ben söyleyeyim,
Hişt sakın gürültü yapmayın çünkü TESK ve TESKOMB uyumakta.
Esnafın canı çıkıyor, her geçen gün daha kötüye gidiyor ama esnafın en büyük teşkilatlarının başın da oturanlar mışıl mışıl uyuyorlar.
Adamlardan çıt çıkmıyor. Ne bir demeç, ne bir açıklama, ne bir eleştiri, ne bir tepki hiçbir şey yok.
Ara sıra uykularından uyanıp cılız bir ses çıkartıyorlar gibi ama oda dostlar alış verişte görsün misali.
KDV artışı olur susarlar, geriye dönük faiz artırımı olur susarlar, vergiler primler artar susarlar, büyük şirketler esnafı ezer susarlar.
Kısaca onlar hep susarlar.
Neden susuyorlar? Çünkü uyuyorlar. Ya da uymuyorlar konuşmak işlerine gelmiyor.
Düşünsenize biri koskoca TESK diğeri koskoca TESKOB bütçeleri dillere destan makam dersen, esnaf teşkilatının en yüksek makamı, hava o biçim, caka o biçim, çakarlı arabalar korumalar falan filan.
Koltuk desen çok rahat bin sene yaşasalar kalkmaz istemezler. Maaşları da fena değildir.
Doğal olarak esnaf onların umurunda bile olmaz.
Onların tek derdi kendi rahatları.
İşçi sendikalarının başkanlarını görüyorum, işçilerin hakkını aramak için tepki koyuyorlar, çatır çatır pazarlık yapıyorlar gerekirse greve gideriz diye aba altından sopa gösteriyorlar ya da en azından yağmasalar da gürlüyorlar,
Sonuç olarak öyle veya böyle seslerini duyuruyorlar.
Bizimkiler ne yağıyor ne gürlüyor sırça köşklerin de mesut ve bahtiyar yaşıyorlar.
Yazımın başında demiştim yıllar önce konuştuklarıma tepki verenler bu gün bana hak veriyorlar diye.
Şimdi de diyorum ki böyle giderse beş on sene sonra esnafta kalmayacak.
Bu gün bile esnafın kefaletini kabul etmiyorlar, kredi çekerken bile bırakın mal mülk ipoteği almayı,
Neredeyse esnafın böbrek kalp gibi organlarına bile ipotek koyup öyle kredi veriyorlar.
Ne diyelim ki?
Ne yazık ki! Esnaf sahipsiz esnaf üvey evlat.
Umarım bir gün hükümet vicdana gelir esnafa gereken değerini verir.
Ya da esnaf silkelenir hakkını aramayanlara gereken dersi verir.