Nerdeyse her gün yeni İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya, şu çete çökertildi bu çete gözaltına alındı diye açıklama yapıyor.
Öncelikle İçişleri Bakanımızı yapmış olduğu çalışmalardan dolayı tebrik ediyorum.
Ama aklıma da şu soru gelmiyor desem yalan olur.
Bu çökertilen çeteler, gözaltına alınan suç örgütü mensupları, uyuşturucu satıcıları bu İçişleri Bakanı zamanın da türeyip hemen müdahale edilerek mi çökertildi, yoksa bu çetelerin geçmişi çok daha eskiye mi gidiyor?
Yeni göreve gelen İçişleri Bakanımız görevine başlayalı daha beş ay oldu.
Mantık olarak çökertilen bu kadar çete, suç örgütleri beş ay içerisin de türemiş olması imkânsız.
O zaman, daha önce bu çetelere müdahale edilmiyor muydu?
Ya da daha öncede müdahale ediliyordu ama basına mı yansımıyordu?
Yoksa yansıyordu da benim mi haberim yoktu?
Hadi ben hatayı kedimde arayıp benim haberim yok diyeceğim ama şimdi nasıl haberim oluyor?
Her neyse sonuç olarak yeni göreve başlayan İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya henüz beş aylık görevde olmasına rağmen güzel işler yapıyor.
Umarım kendisine engel olunmaz da suç örgütlerinin üzerine daha fazla gidilir.
Bir Devletin öncelikli görevlerinden biri de halkın güvenliği ve huzur için de yaşamasını sağlamaktır.
İnsanlar güven için de yollarda gezmeli, güven için de çocuklarını okula göndermeli, güven için de evlerin de oturabilmeli, güven için de iş yerlerini açıp çalışabilmelidir.
Ekonomik olarak güvensizliğin kol gezdiği bu günler de bir de insanlar kendilerini güven de hissetmezlerse canını malını mülkünü riskli ortamlar da görürlerse o zaman sıkıntı daha büyük olur.
Bir ülkenin ekonomisi kötü yönetimler, iç güçler, dış güçler, o ya da bu nedenlerle sıkıntıya girebilir.
Ama bir ülkenin vatandaşları, nedeni ne olursa olsun can güvenliği mal güvenliği tehlikeye sıkıntıya giremez.
Bir kişi ekonomik olarak fedakârlık yapılabilir ama kendisinin ve ailesinin güvenliği için fedakârlık yapılmaz.
Ben tekrar İçişleri Bakanımızı tebrik ediyorum.
Umarım onun yaptığı başarılar diğer bakanlarımıza da örnek olur.
Bakan deyince birde göreve büyük nazla gelen Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek var.
Maazallah geldiği günden beri zam üzerine zam yaptı, esnafın kredi limitlerini düşürdü, vergileri artırdı, esnafın çırak ve kalfalarına verilen katkı payını kaldırdı, faizleri artırdı yaptı da yaptı.
Sonuç olarak halka acı reçete çıkartıldı.
Şimdi oldu da ekonomi düzeldi diyelim.
Keramet sayın maliye bakanımızda mı olacak, yoksa geliri giderlerini karşılamayan fedakâr esnafta mı olacak?
Ya da üç kuruş maaşla ay sonunu zor getiren emeklide mi olacak?
Yoksa memurda, asgari ücretlide mi olacak?
Eğer ekonomi halkın yapacağı fedakârlıkla düzelecekse, bu kadar nazla neden Sayın Mehmet Şimşek Maliye Bakanı oldu ki!
Beni maliye bakanı yapsalar bunları ben de yapardım.
Her şeye zam yap halkı inim inim illet sonra "ekonomiye ben düzelttim" de!
Ne güzel değil mi?
Halka kesilen acı reçetenin kaçtı kaçı devleti yönetenlere kesildi?
Halka "tasarruf yap denilirken itibardan tasarruf olmaz" diyen devletin yetkilileri ne kadar tasarruf yaptı?
Mesela Sayın Maliye Bakanımızın devletin gereksiz harcamalarıyla ilgili ne gibi önlemler aldı?
Bilen anlatsın bana.
Sonuç olarak; işini iyi yapanı takdir edeceğiz, işini iyi yapmayanı eleştireceğiz.
Çünkü işini iyi yapmayan devlet yetkililerinin bedelini acı bir bedel karşılığın da halk olarak biz ödüyoruz...