Vizyon Kuyumcu
Savaş KİRAZ
Köşe Yazarı
Savaş KİRAZ
 

Biz Halk Olarak Kime Güveneceğiz. Kime İnanacağız?

Devletin iki kurumu, bir tanesi İçişleri Bakanlığı bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi. İkisi de devletin bir kurumu.   İçişleri Bakanlığı’nın başında Sayın Süleyman Soylu var İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin başında da Sayın Ekrem İmamoğlu var.   Her iki kurumun başındaki insanlar, rakip siyasi partilere gönül vermiş olabilirler, hatta hayata bakışları bile farklı olabilir bunda bir sorun yok. Yeter ki başında oldukları kurumun önemini ağırlığını bilerek çalışsınlar halka hizmet etsinler.   Başlarında bulundukları kurumların ağırlığı tartışılmaz. Biri çok önemli diğeri az önemli diyemem çünkü her iki kurumda devletin bir kurumudur. Devlet kutsaldır ve burada görev yapmak halka hizmet etmekte kutsal bir görevdir. Ben halk olarak devlet kurumlarına orada görev yapan yöneticilerine güvenirim daha doğrusu güvenmek zorunda olduğumu düşünürüm. Çünkü Seksen dört milyon nüfusu olan bir ülkede her önüne gelen İçişleri Bakanı ya da İstanbul Belediye Başkanı olabilir mi?    Olamaz.   Bu makamlarda bakanlık yapmak ya da belediye başkanlığı yapmanın ciddi bir sorumluluğu vardır. Halkın menfaatlerini korumak gibi konularının haricin de bu ülkeye örnek olacak davranışlarda bulunmaları gerekir. Elbette kimi zaman kurumlar arasında sorunlar olabilir. Bu sorunlar adil ve hakkaniyetli hangi tarafsa o tarafın lehine kendi içlerinde çözülmelidir.   Devlet kurumlarının kavgalarının ne devlete nede millete hiçbir faydası olmaz tam aksi zararı olur.   Ne yazık ki İçişleri Bakanlığı ile İstanbul Belediyesi arasında ciddi bir kavga var. Bu durum halkın gözünde olumsuz hatta güvenleri sarsacak duruma kadar geldi. Biri diğer kurumda “teröristlerin çalıştırıldığını” iddia ediyor, diğeri “madem terörist varsa üzerine düşeni yap gel tutuklat” onları diyor.   Sonra yetmiyor biri çıkıp “beni aradı şunu dedi bunu dedi” diyor, diğeri çıkıp “ben böyle bir arama yapmadım bunu ispatlarsan ben istifa ederim” diyor.   “Hadi bakalım buyurun buradan yakın” derler ya aynen öyle bir durum. Benim de vatandaş olarak kafamda sorular birikiyor. Bunların hangisi doğru konuşuyor? Hangisinin iddiaları doğru? Ben hangisine inanayım? Hangisine güveneyim.   Olmaz kardeşim olmaz. Devletin idaresinde bulunanlar devletin en önemli kurumlarını idare edenler bu tür polemiklere girmeleri doğru değil.   Bakın daha iyi anlaşılsın diye sadece bir tane örnek vereceğim. Biri beni aradı yardım istedi derken diğeri aramadım diyor. Bu durumdan nasıl bir mantık çıkıyor? Bir tanesi yalan konuşuyor. Ben o yalan konuşuyor bu yalan konuşuyor diyemem, bu gerçek ikisinin arasın da olan bir gerçek. Ama benim açımdan bir gerçek var ki! Bir tanesi doğruyu konuşmuyor.   Peki, bu hoş bir durum mu? Devletin iki kurumunun başında olan insanlara yakışan bir durum mu? Bizler halk olarak sizlere nasıl inanacağız güveneceğiz?   Şimdi biliyorum her iki tarafın fanatikleri yine ahkâm kesecek. Bir tarafın fanatikleri Koskoca İçişleri Bakanı yalan mı konuşuyor diyecek. Diğer tarafın fanatikleri koskoca İstanbul Belediye Başkanı yalan mı konuşuyor diyecek?   Ben bilmem kardeşim ben onlar konuşurken yanlarında yoktum. Sonuç olarak her iki tarafın beyanına göre yorum yapıyorum ayrıca zaten benim anlatmaya çalıştığımda bu değil.   Benim anlatmaya çalıştığım asıl amaçları halka hizmet olan Devletin kutsal makamların da görev yapanların neden bu tür polemiklere girip Devletin kurumlarına zarar vermeleridir. Hangisi doğru diyor hangisi yalan diyor ben onu bilemem. Benim bildiğim halka örnek olacak bu insanların halkın gözü önün de devletin ağırlığını taşıdıkları kurumlara zarar vermeleridir.   Ha biri yalan konuşmuş ha diğeri yalan konuşmuş ne önemi var? Allah aşkına Devletin önemli kurumlarının başında olanlarda yalan konuşacaksa ya da birbirlerini yalancılıkla suçlayacaklarsa biz halk olarak kime güveneceğiz. Kime inanacağız?   Sonuç olarak kimin doğru konuştuğu belli olmadıkça benim gözüm de Devletin iki kurumu var ve bunların başındakiler bir birlerini yalancılık suçluyorlar. O kadar (!)
Ekleme Tarihi: 31 Aralık 2022 - Cumartesi
Savaş KİRAZ

Biz Halk Olarak Kime Güveneceğiz. Kime İnanacağız?

Devletin iki kurumu, bir tanesi İçişleri Bakanlığı bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi. İkisi de devletin bir kurumu.

 

İçişleri Bakanlığı’nın başında Sayın Süleyman Soylu var İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin başında da Sayın Ekrem İmamoğlu var.

 

Her iki kurumun başındaki insanlar, rakip siyasi partilere gönül vermiş olabilirler, hatta hayata bakışları bile farklı olabilir bunda bir sorun yok. Yeter ki başında oldukları kurumun önemini ağırlığını bilerek çalışsınlar halka hizmet etsinler.

 

Başlarında bulundukları kurumların ağırlığı tartışılmaz. Biri çok önemli diğeri az önemli diyemem çünkü her iki kurumda devletin bir kurumudur. Devlet kutsaldır ve burada görev yapmak halka hizmet etmekte kutsal bir görevdir. Ben halk olarak devlet kurumlarına orada görev yapan yöneticilerine güvenirim daha doğrusu güvenmek zorunda olduğumu düşünürüm. Çünkü Seksen dört milyon nüfusu olan bir ülkede her önüne gelen İçişleri Bakanı ya da İstanbul Belediye Başkanı olabilir mi? 

 

Olamaz.

 

Bu makamlarda bakanlık yapmak ya da belediye başkanlığı yapmanın ciddi bir sorumluluğu vardır. Halkın menfaatlerini korumak gibi konularının haricin de bu ülkeye örnek olacak davranışlarda bulunmaları gerekir. Elbette kimi zaman kurumlar arasında sorunlar olabilir. Bu sorunlar adil ve hakkaniyetli hangi tarafsa o tarafın lehine kendi içlerinde çözülmelidir.

 

Devlet kurumlarının kavgalarının ne devlete nede millete hiçbir faydası olmaz tam aksi zararı olur.

 

Ne yazık ki İçişleri Bakanlığı ile İstanbul Belediyesi arasında ciddi bir kavga var. Bu durum halkın gözünde olumsuz hatta güvenleri sarsacak duruma kadar geldi. Biri diğer kurumda “teröristlerin çalıştırıldığını” iddia ediyor, diğeri “madem terörist varsa üzerine düşeni yap gel tutuklat” onları diyor.

 

Sonra yetmiyor biri çıkıp “beni aradı şunu dedi bunu dedi” diyor, diğeri çıkıp “ben böyle bir arama yapmadım bunu ispatlarsan ben istifa ederim” diyor.

 

“Hadi bakalım buyurun buradan yakın” derler ya aynen öyle bir durum.

Benim de vatandaş olarak kafamda sorular birikiyor. Bunların hangisi doğru konuşuyor? Hangisinin iddiaları doğru? Ben hangisine inanayım? Hangisine güveneyim.

 

Olmaz kardeşim olmaz. Devletin idaresinde bulunanlar devletin en önemli kurumlarını idare edenler bu tür polemiklere girmeleri doğru değil.

 

Bakın daha iyi anlaşılsın diye sadece bir tane örnek vereceğim. Biri beni aradı yardım istedi derken diğeri aramadım diyor. Bu durumdan nasıl bir mantık çıkıyor? Bir tanesi yalan konuşuyor. Ben o yalan konuşuyor bu yalan konuşuyor diyemem, bu gerçek ikisinin arasın da olan bir gerçek. Ama benim açımdan bir gerçek var ki! Bir tanesi doğruyu konuşmuyor.

 

Peki, bu hoş bir durum mu? Devletin iki kurumunun başında olan insanlara yakışan bir durum mu? Bizler halk olarak sizlere nasıl inanacağız güveneceğiz?

 

Şimdi biliyorum her iki tarafın fanatikleri yine ahkâm kesecek. Bir tarafın fanatikleri Koskoca İçişleri Bakanı yalan mı konuşuyor diyecek. Diğer tarafın fanatikleri koskoca İstanbul Belediye Başkanı yalan mı konuşuyor diyecek?

 

Ben bilmem kardeşim ben onlar konuşurken yanlarında yoktum. Sonuç olarak her iki tarafın beyanına göre yorum yapıyorum ayrıca zaten benim anlatmaya çalıştığımda bu değil.

 

Benim anlatmaya çalıştığım asıl amaçları halka hizmet olan Devletin kutsal makamların da görev yapanların neden bu tür polemiklere girip Devletin kurumlarına zarar vermeleridir. Hangisi doğru diyor hangisi yalan diyor ben onu bilemem. Benim bildiğim halka örnek olacak bu insanların halkın gözü önün de devletin ağırlığını taşıdıkları kurumlara zarar vermeleridir.

 

Ha biri yalan konuşmuş ha diğeri yalan konuşmuş ne önemi var? Allah aşkına Devletin önemli kurumlarının başında olanlarda yalan konuşacaksa ya da birbirlerini yalancılıkla suçlayacaklarsa biz halk olarak kime güveneceğiz. Kime inanacağız?

 

Sonuç olarak kimin doğru konuştuğu belli olmadıkça benim gözüm de Devletin iki kurumu var ve bunların başındakiler bir birlerini yalancılık suçluyorlar. O kadar (!)

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.