Dünyanın karmaşık dönemeçlerinde, her toplumun kaderi yeniden belirlenirken üzerinde yürünen köprüler vardır; insanlardan yapılmış köprüler.
Konuşmanın ihanet, susmanın ise cinayet sayıldığı bir ortamda, tarafları birbirine kırdırmamak, birliği ve kardeşliği temin etmek, doğru ve başarıya ulaşmak adına taraf olmak yerine, ortada durmak gerçekten cesaret ve fedakârlık gerektirir. Bu zorlu görevi üstlenen insanlar, toplumların en değerli fakat en çok göz ardı edilen bazen de linç edilen asıl kahramanlarıdır. Çünkü bu "köprü karakterli" insanlar, iki tarafın da üstlerine basarak ilerleyip gerçek başarıya ulaşmasına imkan verirler.
Bir tarafta gerçeği savunanlar, diğer tarafta sessiz kalıp durumu idare edenler. Oysa ortada kalıp ara bulmaya çalışanlar, üzerine basılarak ilerlemeyi sağlayan köprülerdir. Onlar, her iki tarafın da düşmeden yol alabilmesi, göz göze, kalp kalbe gelip, birleşebilmesi için var güçleriyle çabalarlar. Fakat değeri Allah'tan uman bu köprüler, baş üstünde değil, çoğu zaman maalesef ayaklar altında kalmaya mahkum olurlar. Onların taşıdığı ağır yük, onurlu bir yalnızlık ve yürek yakan bir değersizlik duygusuyla eş anlamlıdır aslında.
Bu özel kişiler, yüksek idealler uğruna kendi duygusal ve fiziksel rahatlıklarını feda ederler. Sözleri iki tarafı birleştirir, adımları iki tarafı buluşturur. Ama bilinir ki, böyle bir misyonu üstlenenleri iki tarafta fark etmez. Köprü karakterde olan insanlar sürekli olarak ayaklar altında ezileceklerini bildikleri halde bu üzenlerine düsen misyonu, tüm insanlığın kurtuluşu için bir şeref kabul ederler.
Her ne kadar kendilerini yalnız hissetseler de Allah katında yücelmek adına tüm nefsi kazanımlardan vazgeçerler. Unutulmamalıdır ki, bir köprü ne kadar sağlam ve dayanıklı olursa, üzerinden geçenler o kadar güvenli ve huzurlu ilerler. İki tarafın da yürüyebilmesi, aynı noktada birleşmesi ve dayanışma sağlanabilmesi için köprülerin varlığı esastır. Bu sadakati ve cesareti gösterenler ise, toplumlara nefes aldıran, onları birleştiren ve sürdürülebilir bir barışa eriştiren meçhul kahramanlardır.
Er ya da geç, toplumlar bu köprü karakterdeki insanları hatırlayacak ve onlara olan borcunu zihinlerinde dua ederek ödeyecektir. Onlar, tüm insanlık için sessiz, derin ama kalıcı şerefli izler bırakırlar.
Bu insanlar, her ne kadar kahramanca mücadelelerinin kıymetleri bilinmese de Allah'ın izniyle, sarf ettikleri emeklerin ve fedakârlıkların mükafatını iki cihanda da bir gün alacaklarından emin olarak gururlu bir ömür yaşarlar.
Sonuçta, iki tarafın da düşmemesi, yol alabilmesi ve birleşebilmesi için varlığını, emeğini ve ruhunu feda etmek, gerçek bir insanlık görevidir. Bu görevi üstlenenler, yalnızca Allah'ın rızasını gözetirler. Bu rıza bilenler için en büyük ödüldür.
Eğer sizlerde de bu köprülerden biriyseniz, cesaretiniz ve fedakarlığınız için minnettarım.
Ey benim köprü karakterli kardeşlerim, Sağlam durun güçlü kalın. Çünkü dünya sizlerin omuzlarınızda birleşiyor. Ve Allah her daim sizlerledir...