Saadet Partisi Teşkilat kitabında; "Teşkilat: Bir gayeyi gerçekleştirmek için, hiyerarşik bir düzen içinde bir araya gelerek faaliyet gösteren vasıflı ve yeterli sayıda insandan oluşan yapıya denir." denilmektedir.
Aslında bu tanım ilk Milli Görüş Partisinden bu yana aynen muhafaza edilmektedir.
Burada bir oluşumun teşkilat olabilmesi için:
1) Gerçekleştirmek istediği ulvi bir gayesi olacak.
2) Hiyerarşik yapısı, yani kurumsal kimliği olacak.
3) Aynı hedefe yürüyen, aynı amaç için çalışan samimi ve yeterli sayıda vasıflı elemanı olacak.
Milli Görüş hareketinin:
a) Gayesi; Hak ve adalete dayalı adil bir düzen kurarak; ırk, renk, aidiyet veya inanç yapısına bakmadan tüm insanlara iki cihan saadeti kazandırmak ve böylece Allah'ın (c.c.) rızasını kazanmaktır.
b) Hiyerarşik yapısı;
Yüksek İstişare Kurulu (YİK)
Genel Başkan
Başkanlık Divanı
Genel İdare Kurulu
İl ve İlçe teşkilatları
Mahalle ve köy temsilcileri ve
Sandık Müşahitleridir.
Bunların tamamı vücudun organları gibi bütünlük arz eder. Genel Başkan ile en alt birimdeki üyenin hedefi, niyeti, eylemi ve söyleminde farklılık olmaması lazım gelir. Kurumsal yapının birindeki arıza, bugüne kadar defalarca yaşandığı gibi bedenin her yerini olumsuz etkiler, teşkilatın birlik ve beraberliği bozar. Böyle bir durumdan da kimlerin memnun olacağını ayrıca söylemeye gerek yok diye düşünüyorum.
İnsanlık büyük bir felakete doğru koşar adım giderken, tek kurtuluş reçetesi olan Milli Görüş hareketinin teşkilat yapısının sağlıklı işlemesi, bütün insanlık için hayati önem arz eder. Kurumsal kimliğe itaatsizlik edenler de öncekiler gibi dış güçlerin kucağına düşerler.
Milli Görüş hareketinde var olan; ulvi gaye birliği ve hiyerarşik bütünlüğün bir daha bozulmaması dua ve dileklerimle.