İnsan hayatının anlamı ve değeri, sahip olduğumuz ahlaki ve manevi değerlerle şekillenir. Zaman zaman karşılaştığımız sınavlar ve zorluklar bizi bu değerleri unutmaya veya ihmal etmeye itebilir.
Ancak unutmamamız gereken bir gerçek var: İnsanlık onuruna ve vicdanımıza uygun yaşamak, asıl hedefimiz olmalıdır.
Siyaset sahnesinde yaşanan karmaşa, sadece bir ganimet savaşı olarak algılandığında toplumun gerçek ihtiyaçları he daim göz ardı edilir. Bu yüzden, adayların ve siyasetçilerin sadece makam ve kazanç hırsıyla değil, gerçekten insanlara hizmet etme amacıyla hareket etmeleri gerekmektedir.
Hizmet aşkı, ahlak ve maneviyatın etkisiyle beslenir. Bu sebeple, siyasetin sadece bir güç yarışı olmadığını, aynı zamanda toplumun refahı ve huzuru için bir araç olduğunu hatırlamalıyız. Adalet, dürüstlük, şeffaflık ve insanlık onurunu ön planda tutarak hareket etmek, gerçek bir liderlik ve toplumsal fayda sağlama anlayışını temsil eder.
Şuurlu ve vicdanlı bireyler olarak, çevremizdeki haksızlıklara karşı sessiz kalmamalı, doğru olanı savunmalı ve dürüstlüğü elden bırakmamalıyız. Her birimiz, küçük de olsa bir değişim yaratma gücüne sahibiz ve bu gücü pozitif bir şekilde kullanarak toplumsal dönüşe destek olabiliriz.
Son olarak buradan tüm adaylara seslenmek istiyorum:
Ganimet peşinde koşmak yerine, halkımıza hizmet etme sorumluluğunu ön planda tutun. Sizler, milletin temsilcileri ve hizmetkarları olarak seçildiğinizde, halkın güvenini ve desteğini kazanmak için hizmetinizin kalıcı ve samimi olmasına özen gösterin.
Unutmayınız ki; ganimetten çok, halkın yanında olmak ve hizmet etmek siyasetin gerçek amacıdır.
Allah hepimize doğru yolu gösteren bir şuur ve vicdan nasip etsin. Yolumuz her daim aydınlık olsun.
Selam ve dua ile.