Ah Şu Bizim Bürokratlar : II
Ah Şu Bizim Bürokratlar : II
Sultanlara (!) ithaf edilmiştir. Çok seyrek de olsa, devletin verdiği koltukta oturup, devletin kurallarını yok sayanlar daima olmuştur. Bunlardan en tipik birisi de Abanozgillerdan Kazım Efendidir.
Sultanlara (!) ithaf edilmiştir. Çok seyrek de olsa, devletin verdiği koltukta oturup, devletin kurallarını yok sayanlar daima olmuştur. Bunlardan en tipik birisi de Abanozgillerdan Kazım Efendidir.
Kim midir, Kazım Efendi? Anlatalım:
1948 yılında Hopa göçmeni bir ailenin çocuğu olarak Gölcük'te doğdu. Polis Akademisi’ni (1972) veardından Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Ankara, Adana, Elazığ, İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü yaptı. 1978 ve 1979 yıllarında İstihbarat Daire Başkanlığı'nda çalıştı.
1990'da Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı'na Polis Başmüfettişi olarak atandı. 15 Eylül 1999 tarihinde İstihbarat Daire Başkanlığı'na getirildi.2000’de İstanbul emniyet müdürü olarak atandı.Bu atamada Rahmetli Gaffar Okkan’la yarıştığı; arkasında Saadettin Tantan’ın desteğiyle atandığı söyleniyordu.
İstanbul Emniyet Müdürü Kazım Abanoz’un Swiss otel baskının (22 Nisan 2001) ardından, Çeçen teröristler için “acemi çocuklar” ifadesi tepki çekti. Ocak 2001’de İstanbul’daki rütbeli polislerin katıldığı toplantıda Kafkas kökenli kişilerle ilgili kullandığı, “Ermenilere azınlık diyorlar, onlar Türkiye’de azınlık falan değil kardeşim. Onlar bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı. Hiç olmazsa onlar kendi ana dillerinde eğitim yapabiliyorlar. Biz kendi ana dilimizde eğitim yapabiliyor muyuz? Gürcüler, Çerkezler kendi ana dillerinde eğitim yapabiliyorlar mı?” ifadesi henüz dillendirilmemiş ayrılıkçı özlemin ifadesi olarak kayda geçmişti.
Kazım Abanoz, bu cesareti nereden-kimden almıştı? Yıllarca istihbaratla uğraşmış ve devletin politikalarını bilmesi gereken kişi, böyle düşüncesizce bir ifadeyi kullanır mıydı? Yoksa devlete hakim olduklarını düşünerek pervasızca mı davranmıştı? Böyle bir kişi, bırakın İstanbulş’u en ufak bir ilde dahi müdür atanır mıydı?
Akabinde İstanbul emniyetinde yapılan tayinlerdeki ve görevlendirmelerdeki etnik ayrılıkçı tutumun bir başkomiser tarafından şikâyet edilmesi üzerine soruşturma açıldı.Başkomiser şikâyet dilekçesinde,
“22 Ocak 2001 pazartesi günü saat 14.00’de Emniyet Müdürlüğümüzün talimatı ile karakol amirleri ve büro amirleri seviyesindeki personel Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü sinema salonunda toplandık Emniyet Müdürümüz Kazım Abanoz bizlere bazı konular ile ilgili prensiplerini talimatlarını kürsüden anlatmaya başladı. Konuşmasının bir bölümünde konu Ermenilere geldi. Sinema salonunda bulunan karakol ve büro amiri rütbesindeki bütün personele hitaben. “Ermenilere azınlık diyorlar, onlar Türkiye’de azınlık falan değil kardeşim. Onlar bu ülkenin birinci sınıf vatandaşı hiç olmazsa onlar kendi ana dillerinde eğitim yapabiliyorlar. Biz kendi ana dilimizde eğitim yapabiliyor muyuz? Gürcüler Çerkezler kendi ana dillerinde eğitim yapabiliyorlar mı?” dedi. Birçok arkadaş bu konuşmayı duyunca ne oluyor diye birbirimize baktık. Ben ilk önce yanlış mı anladım diye ilk önce kendimden şüphelendim. Dışarıya çıktıktan sonra bazı arkadaşlarla görüşmemizde onlarında bu sözleri benim anladığım şekliyle yorumladıklarını öğrendim. Ancak İstanbul gibi bir yerin Emniyet Müdürü bölücülük yapacak değil ya muhakkak dili sürçmüştür ya da kastetmek istediği asıl şeyi tam olarak anlatamayarak böyle bir hataya düşmüştür diye değerlendirdim. Bu yüzden de bugüne kadar herhangi bir şikâyetim olmadı. Ancak son günlerde garip şeyler olmaya başladı. Emniyet müdürümüz ilk önce personeli memleketlerine göre görevlendirme yaparak kendine göre önemli olan yerlere Çerkez, Gürcü kökenlileri yerleştirdi. Başka illerden aynı özellikteki arkadaşlarımızı getirdi. Şişli İlçe Emniyet Müdürü Adapazarlıdır. Bu başkomiserin kendisine rüşvet teklif ettiğini bütün kamuoyuna açıkladı. Ancak ortada para yok. Başkomiserin hakkında işlem yaptılar. Yaşar Güngör Şahin’in hakkında işlem yapan yok. Neden? İstanbul Atatürk Havalimanı Şube Müdürü Erdim Katan, Hendekli. Yeni Havalimanı Şube Müdürü oldu. Geçenlerde Çeçenler bir Rus uçağını kaçırdılar son kalkış noktası Atatürk Havaalanı olduğu halde havaalanı koruma şube müdürünün sorumluluğunu gören yok ve onun hakkında işlem yapan da yok. Neden? Beyoğlu Emniyet Müdürü, Eminönü Emniyet Müdürü, İstanbul’a gelir gelmez İstanbul’un en kritik iki ilçesine müdür oldular. Şükrü Pekil tekrar İstanbul’a geri getirildi. Onlarla aynı kökenden Yunus Öztürk de Adapazarı’ndan geldi herhalde kendilerine yakın görüyorlar.
Radikal gazetesinde 3000 polislik liste başlıklı bir yazı çıkmıştır. Burada çok sayıda rütbeli personel ve polisin il dışına tayin edilmesi ile ilgili bir çalışma olduğunu yazıyordu. Herhalde kendilerine yakın gördükleri kişileri buralara getirmeyi tasarlıyorlar. Bölücülük yapıyorlar diye PKK ile uzun seneler mücadele ettik, yüzlerce şehit verdik. Bir milleti Kürt – Türk diye ayırmak ne ise Türk – Çerkez, Gürcü diye ayırmakta aynı şeydir. Hele bunu İstanbul Emniyet Müdürü söylüyorsa, yapıyorsa bu daha da kötüdür. Emniyet Genel Müdürümüz ve Sayın Bakanımız da aynı kökenden, Emniyet Müdürümüz herhalde onlardan güç aldığını düşünüyor. Yazdığım konular araştırıldığında doğru olduğu görülecektir. Ben rütbe takabilmek için çok emek verdim aileme ve çocuklarıma dahi zaman ayıramadım. Bu nedenle benim için, geldiğim rütbe çok önemli. Çocuklarım İstanbul’da okuyor daha geleli üç sene oldu. Kurulu düzenimin bozulmasını istemiyorum. Birilerinin hedefi olmak istemiyorum. Bu nedenle kimliğimin gizli tutulmasını istiyorum. Tahkikat yapılıp o toplantıya katılanların ifadesi alındığında söylediğim şeyler araştırıldığında doğru olduğu görülecektir. Benim kimliğim açıklanırsa inkar edeceğimi bilmenizi istiyorum….” demişti.
Soruşturmanın sonucu açıklanmadığı gibi; millî bütünlüğe kasteden bu sözleri nedeniyle “işten el çektirme” veya “istifası istenme” gibi bir durum da olmadı.
Olan Tantan’a oldu.
Basına aksettiğine göre, İç İşleri Bakanlığı’ndan alınarak Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na atanan Sadettin Tantan, partisinden ve devlet bakanlığı görevinden istifa etti.
İç İşleri Bakanı Saadettin Tantan’a (29 Mayıs 1999 - 6 Haziran 2001) olan yakınlığı ile bilinen Kazım Abanoz, Tantan'ın istifasından bir gün sonra kendisini destekleyecek güç kalmadığını söyleyerek istifa etti. (7 Haziran 2001) Üçlü koalisyon İçişleri Bakanının başını yiyen bu olayda,Kazım Abanoz’un yarattığı rezaletin payı hala açıklanmadı..
Kazım Abanoz, 8 Ocak 2017 tarihinde Gölcük’te öldü. Sırlarını ve karanlık ilişkilerini de beraberinde götürdü.
Ölümünden sonra, sosyal medyada aslen Hopalı laz olduğu iddia edildi. Gerçekliği bilinmemektedir. (Eminim devletin bir yerlerinde kayıtlıdır.) Kendisinin Çerkez, Acara veya Kartvel olduğu hakkında bilgi de saptanamadı. Bir lazın (?), Çerkezler ve Gürcüler hakkındaki bu çıkışının ardındaki gerçekler gizli kaldı.
İç İşleri Bakanlığındaki bölgeci yapılanmanın üstüne gidilmedi.
Saadettin Tantan’ın olaydaki rolü araştırılmadı. Eğer Saadettin Tantan,söylendiği gibi vatansever bir politikacı olsaydı; Kazım Abanoz’u anında görevden alması gerekirdi. Aksine koruduğu düşünüldü. Dahası, İçİşleri ve emniyetteki yapılanmanın kendisinden habersiz olamayacağını düşündürdü.
NİÇİN sorusu endişeler yarattı.
Kazım Abanoz, eğer -dangalakça hata yapmasına rağmen-, ama ciddi vatansever bir bürokrat olsaydı, hatasından sonra kendisinin istifa etmesi gerekirdi. Etmedi. Aksine, - sanki bir örgüt adamı (Tantan’a bağlı) gibi- son ana kadar yerinde kalmayı ve ancak Tantan’ın istifasından sonra ayrılmayı tercih etti.
Peki Tantan döneminde oluşturulan lobiye ne oldu?
Yılllarca sessiz-sedasız varlıklarını sürdürdüler.
Ta ki, Yeni bir Tantan (?), yani Soylu biri gelene kadar.
Basının pompaladığı havalı Bakan, siyaset sahnesinde esen rüzgara göre yön değiştiriyordu.
Etrafındakiler de kendisine benziyordu.
Ümit Özdağ’a çattı.
Dersini aldı.
Usulsüzlük iddiaları ayyuka çıkınca görevinden alındı.
İç İşleri Bakanlığı’ndaki yapı en üst koruyucusunu kaybetti.
Yapının Karadeniz bürokrasisindeki ayağı desteksiz kaldı.
Devam edeceğiz…
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.