Amerika’nın Yeni Altın Çağı: Doğrudan Yabancı Yatırımda Tarihi Dönüşüm Mü?

Financial Times’ın verilerine göre, Trump görevine güçlü bir Doğrudan Yabancı Yatırım (DYY) mirasıyla başlıyor. Ancak bu dönüşüm, yalnızca verilerle değil, aynı zamanda Trump yönetiminin planladığı politikaların yönüyle şekillenecek. DYY’DE REKOR RAKAMLAR 2024 yılı, ABD’nin sınır ötesi yatırım projelerindeki katılım oranını tüm zamanların en yüksek seviyesi olan %14,3’e taşırken, ülkeye 2.100’den fazla yeni yatırım projesi çekildi. Bu projelerin toplam değeri 227 milyar dolara ulaştı. Ancak dikkat çekici bir şekilde, ABD’nin dışa yönelik yatırım projeleri 20 yılın en düşük seviyesine gerileyerek 2.600 proje ile sınırlı kaldı. Trump yönetimi, bu tabloyu tersine çevirmek için daha agresif bir politika vaat ediyor. YENİ POLİTİKA DÖNEMİ Trump’ın ikinci dönemi, yatırım ve ticaret politikalarında daha hedef odaklı ve sert bir çizgi sunabilir. İşte bazı öne çıkan tahminler:                •             Ulusal Güvenlik Çerçevesinin Genişletilmesi: Ulusal güvenlik gerekçesiyle incelenen sektörlerin kapsamı genişleyecek. Teknoloji, enerji ve imalat sektörleri mercek altında tutulurken, savunma ve fosil yakıt gibi Trump’ın desteklediği sektörler öncelik kazanabilir.                •             Düzenlemelerde Seçici Gevşeme: Kripto para, yapay zeka ve yeni girişimlerin teşvik edilmesi için teknoloji sektöründe düzenlemeler hafifletilebilir. Ancak bu adımlar, “Önce Amerika” yaklaşımına ve Çin ile devam eden rekabete göre şekillenecek.                •             Dış Politika ve Ticaret Anlaşmaları: Trump’ın Avrupa ülkelerine savunma harcamalarını artırmaları için baskı yapması ve ABD’nin ticari çıkarlarını önceliklendiren anlaşmalar müzakere etmesi bekleniyor.                •             Yabancı Yatırımların İncelenmesi: ABD’deki yabancı yatırımların incelenmesi konusunda daha fazla yetkiye sahip olan, hatta siyasallaşma riski taşıyan bir Yabancı Yatırım Komitesi gündeme gelebilir. JEOPOLİTİK VE EKONOMİK KARMAŞA Trump yönetiminin bu yaklaşımı, ekonomik ve jeopolitik hedeflerin iç içe geçtiği karmaşık bir döneme işaret ediyor. Yabancı şirketler ve hükümetler, ABD ile iş yaparken daha zorlayıcı bir ortamda hareket etmek zorunda kalabilir. Bu dinamikler, yabancı yatırımcılar için bir yandan fırsatlar sunarken diğer yandan belirsizlikler yaratıyor. ABD, büyüyen yatırımlarıyla küresel cazibesini artırsa da, bu dönemin kazananları ve kaybedenleri çok farklı olabilir. Peki, sizin sektörünüz bu dönüşümden nasıl etkilenecek? Yatırım planlarınızı gözden geçirme zamanı gelmiş olabilir mi? Yorumlarınızı ve öngörülerinizi bekliyorum!