Vizyon Kuyumcu

Cemiyetleri Birleştirme Önerisi Kavga Çıkardı

Gündem 20.09.2024 - 10:13, Güncelleme: 20.09.2024 - 10:13
 

Cemiyetleri Birleştirme Önerisi Kavga Çıkardı

Samsun Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Yazıcı'nın cemiyetleri birleştirme önerisine Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Derneği Başkanı Yusuf Ziya Çakır küfürlü saldırıyla karşılık verdi.

Samsun Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Yazıcı sahibi olduğu Samsun Olay isimli internet gazetesinden "Neden İki Cemiyet" başlıklı köşe yazısı kaleme alarak, Samsun'da iki gazeteciler derneğinin faaliyet göstermesinin doğru olmadığı belirterek birleşme teklifinde bulundu. Yazıcı, kendisinin de birleşme durumunda aday olmayacağını kamuoyuna duyurdu. SESSİZ KALAN ÇAKIR'A SERT ELEŞTİRİ Mehmet Yazıcı, birleşme önerisinde bulunduğu köşe yazısına muhatap taraftan cevap gelmezken aynı köşesinden bu sefer İkinci kez "Koltuk sıcak mı geldi?" başlığıyla sert bir yazıyı kaleme aldı. Yazıcı, diğer gazeteciler derneğinin başkanı olan Yusuf Ziya Çakır'a, kalkmak istemediği koltuktan güç aldığı, cemiyete hiç bir katkısı olmadığı, koltuk olmadan adam yerine konmadığı ve oturduğu koltuğu dolduramadığı ithamları ile yazısını "Otur o zaman" diyerek bitirdi. ÇAKIR'DAN YAZICI'YA SAMSUNSPOR MAÇINDA SALDIRI! Yazıcı'nın yazdığı iki köşe yazısının ardından, Samsunspor'un Çarşamba günü kendi sahasında oynadığı Başakşehir maçını Mehmet Yazıcı protokol kısmında, Yusuf Ziya Çakır ise basına ayrılan kısımda izledi. Edinilen bilgilere göre; devre arasında Çakır, protokol kısmının önüne gelerek Yazıcı'yı tel örgülerin önüne çağırdı ve çok ağır küfürler etti. Çakır, Yazıcı'nın annesine ve eşine küfürler savurması karşısında, Yazıcı olgunca davranarak muhatap olmadığı belirtildi. Yazıcı'nın kendisine yapılan saldırı üzerine Yusuf Ziya Çakır'a hitaben "Dinle küçük adam" başlıklı köşe yazısını kaleme aldı. Haber: Berat GONCA İŞTE O KÖŞE YAZISI: Dinle küçük adam! Yıllar önce okumuştum! Ne zaman bir “küçük adam” görsem hatırlarım! Avustralya kökenli ABD’li psikanalist ve psikiyatrist Wilhelm Reich yazmış… 1946 yılında yazılmış olmasına rağmen “Dinle Küçük Adam” hala değerini koruyor! *** Karşılaştım yine küçük adamla! Korkaktı, yazarın dediği gibiydi… Korkudan tir tir titriyordu! Bunu saklamak için de hakaretler ediyor, arkadaşlarının arasında bağırıp çağırıyordu… Oysa küçük adamlardan, bilmemneden tayyarelerden korkmayacağımı herkes bilirdi! *** Korkusunu gizlemek için de arkadaşlarını korkutuyordu! Evet! Mesajı yanındakilere veriyor, onları ürkütüyordu! Çünkü onlar cesur olsaydı kendisi it gibi sokağa düşerdi… Hak etmediği sıfatını kaybederse biterdi! Kaynakları kesilirdi! *** “Dinle küçük adam!” isimli eserde tam da ondan söz ediliyordu… Küçük adam üretmek yerine boş boş oturmayı severdi… Duygudan yoksun ve başkaları tarafından güdülen bireylere hitap ederdi… Yazar, aslında insanoğlunun hayvani yönüne sesleniyordu… *** Yeteneksiz, Beceriksiz, Zavallı! Ama buna rağmen kitabında  “Senden korkuyorum” diye sesleniyor yazar Küçük insana! “Küçük adam, sen hastasın, çok hasta!” “Bu senin suçun değil ama hastalığından kurtulmak, kendi sorumluluğunda…” “Günlük yaşamda kendine bir damlacık saygın yok!” “Olsaydı böyle ahlaktan yoksun olmazdın!” *** “Dinle Küçük Adam!” adı sonradan kondu… “‘Küçük, sıradan, adi adam!’ Kitabın ilk adı buydu; “Küçük, sıradan, adi adam!” Küçük… Sıradan… Ve adi… *** Yazarın seslendiği kişi; Yani küçük adam, üretmeyip tüketen, Bilimden, sanattan, kitaptan uzak, kendini gerçekleştiremeyen, hedefleri olmayan, sevgisiz ve düşünmeyen insandı… Yani, “Küçük, sıradan ve adi adamdı!” *** Yazar, seslendiği bireyi sert bir şekilde eleştiriyor… “Küçük adam/kadın” aslında kitlenin kendisi ve yazar kitleye sesleniyor. Onun amacı küçük insanı ikna etmek ya da eleştirmek değildi. Bu çağrının amacı, kitlenin içinde kendi kimliğini yitirmiş küçük insana ayna tutmaktı. Kitlenin bir parçası haline gelen bireyin ihtiyaç duyduğu şey onun kendi içinde bulunan “yaşamı temsil eden şeyi” keşfetmesiydi. Ancak bizim küçük, sıradan ve adi adamı düşününce! Yazarın işi çok zor! *** Tarife bakın siz; “Sen saz damlı, duvarları hayvan dışkısı sıvalı, çamurdan yapılmış evlerde yaşamayı sürdürüyor ancak ‘Kültür Sarayı’na bakarak gururlanıyor ve gelecek savaşa, yeni efendinin tahtından olmasına dek yönettiğin varsanısıyla kalıyorsun.” (Reich, 2015, s. 21) *** Yazar bu kitabı sanki okuru rahatsız etmek adına yazmış, dili akıcı ve sade olsa da üslubu keskin ve sert. Bu keskin ve sert üslubun ardından okur kendini merceğin altına koymaktan alıkoyamıyor. *** Aslında kendimize sormaktan çekindiğimiz soruları, yazar onu derinlemesine analiz etmiş bir şekilde küçük adama/kadına soruyor… Başka bir şekilde yaşayabileceğimizi düşünmeye cesaret edemiyor; açıkça davranmak yerine taktikler uyguluyor; Küçük dünyasında aslında kendini yiyip bitiriyor! *** Yazar, Psikanaliz biliminin kurucusu Sigmund Freud’un da başyardımcılığını yapmış… Bakın ne diyor; “Dinle küçük adam!” “Kendini o koltuğa tutsak eden yine kendinsin; Az anladığın ne kadar şey varsa ona hayran oluyorsun; mutluluk, emek, hizmet bekler ama sen onu sadece yiyip bitirmek istiyorsun!” “Kendini sağlama almayı önemsiyorsun; hamle yapmaktan korkuyorsun, dipten ve doruktan korkuyorsun; korktuğun için bağırıyorsun; saygın görünümlere girip içten içe kendini aşağılıyorsun; yazılanları anlamasan da onlara inanıyorsun; özgür, canlı ve doğal hiçbir şeye katlanamıyorsun; sahip olduğun sorumluluğu kabullenmiyorsun; gerçekleri duymak ve görmek istemiyorsun; yaşamaktan korkuyorsun.” “Oysa yalnızca sen kurtarabilirsin kendini…” *** Bunları ben değil, kitap söylüyor… “Dinle küçük adam” Bu kitabı hararetle tavsiye ederim sana… Bu seni büyük yapmaz elbette… Ruh ve beyin küçük olunca Meydan Larus okusan ne fayda! Ama en azından ne kadar küçük, zavallı ve çaresiz olduğunu anlarsın! Oku küçük adam! ***
Samsun Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Yazıcı'nın cemiyetleri birleştirme önerisine Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Derneği Başkanı Yusuf Ziya Çakır küfürlü saldırıyla karşılık verdi.

Samsun Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Yazıcı sahibi olduğu Samsun Olay isimli internet gazetesinden "Neden İki Cemiyet" başlıklı köşe yazısı kaleme alarak, Samsun'da iki gazeteciler derneğinin faaliyet göstermesinin doğru olmadığı belirterek birleşme teklifinde bulundu. Yazıcı, kendisinin de birleşme durumunda aday olmayacağını kamuoyuna duyurdu.

SESSİZ KALAN ÇAKIR'A SERT ELEŞTİRİ
Mehmet Yazıcı, birleşme önerisinde bulunduğu köşe yazısına muhatap taraftan cevap gelmezken aynı köşesinden bu sefer İkinci kez "Koltuk sıcak mı geldi?" başlığıyla sert bir yazıyı kaleme aldı. Yazıcı, diğer gazeteciler derneğinin başkanı olan Yusuf Ziya Çakır'a, kalkmak istemediği koltuktan güç aldığı, cemiyete hiç bir katkısı olmadığı, koltuk olmadan adam yerine konmadığı ve oturduğu koltuğu dolduramadığı ithamları ile yazısını "Otur o zaman" diyerek bitirdi.

ÇAKIR'DAN YAZICI'YA SAMSUNSPOR MAÇINDA SALDIRI!
Yazıcı'nın yazdığı iki köşe yazısının ardından, Samsunspor'un Çarşamba günü kendi sahasında oynadığı Başakşehir maçını Mehmet Yazıcı protokol kısmında, Yusuf Ziya Çakır ise basına ayrılan kısımda izledi. Edinilen bilgilere göre; devre arasında Çakır, protokol kısmının önüne gelerek Yazıcı'yı tel örgülerin önüne çağırdı ve çok ağır küfürler etti. Çakır, Yazıcı'nın annesine ve eşine küfürler savurması karşısında, Yazıcı olgunca davranarak muhatap olmadığı belirtildi. Yazıcı'nın kendisine yapılan saldırı üzerine Yusuf Ziya Çakır'a hitaben "Dinle küçük adam" başlıklı köşe yazısını kaleme aldı.

Haber: Berat GONCA


İŞTE O KÖŞE YAZISI:

Dinle küçük adam!

Yıllar önce okumuştum!

Ne zaman bir “küçük adam” görsem hatırlarım!

Avustralya kökenli ABD’li psikanalist ve psikiyatrist Wilhelm Reich yazmış…

1946 yılında yazılmış olmasına rağmen “Dinle Küçük Adam” hala değerini koruyor!

***

Karşılaştım yine küçük adamla!

Korkaktı, yazarın dediği gibiydi…

Korkudan tir tir titriyordu!

Bunu saklamak için de hakaretler ediyor, arkadaşlarının arasında bağırıp çağırıyordu…

Oysa küçük adamlardan, bilmemneden tayyarelerden korkmayacağımı herkes bilirdi!

***

Korkusunu gizlemek için de arkadaşlarını korkutuyordu!

Evet! Mesajı yanındakilere veriyor, onları ürkütüyordu!

Çünkü onlar cesur olsaydı kendisi it gibi sokağa düşerdi…

Hak etmediği sıfatını kaybederse biterdi!

Kaynakları kesilirdi!

***

“Dinle küçük adam!” isimli eserde tam da ondan söz ediliyordu…

Küçük adam üretmek yerine boş boş oturmayı severdi…

Duygudan yoksun ve başkaları tarafından güdülen bireylere hitap ederdi…

Yazar, aslında insanoğlunun hayvani yönüne sesleniyordu…

***

Yeteneksiz,

Beceriksiz,

Zavallı!

Ama buna rağmen kitabında  “Senden korkuyorum” diye sesleniyor yazar Küçük insana!

“Küçük adam, sen hastasın, çok hasta!”

“Bu senin suçun değil ama hastalığından kurtulmak, kendi sorumluluğunda…”

“Günlük yaşamda kendine bir damlacık saygın yok!”

“Olsaydı böyle ahlaktan yoksun olmazdın!”

***

“Dinle Küçük Adam!” adı sonradan kondu…

“‘Küçük, sıradan, adi adam!’

Kitabın ilk adı buydu;

“Küçük, sıradan, adi adam!”

Küçük…

Sıradan…

Ve adi…

***

Yazarın seslendiği kişi;

Yani küçük adam, üretmeyip tüketen,

Bilimden, sanattan, kitaptan uzak,

kendini gerçekleştiremeyen,

hedefleri olmayan, sevgisiz ve düşünmeyen insandı…

Yani, “Küçük, sıradan ve adi adamdı!”

***

Yazar, seslendiği bireyi sert bir şekilde eleştiriyor…

“Küçük adam/kadın” aslında kitlenin kendisi ve yazar kitleye sesleniyor.

Onun amacı küçük insanı ikna etmek ya da eleştirmek değildi.

Bu çağrının amacı, kitlenin içinde kendi kimliğini yitirmiş küçük insana ayna tutmaktı.

Kitlenin bir parçası haline gelen bireyin ihtiyaç duyduğu şey onun kendi içinde bulunan “yaşamı temsil eden şeyi” keşfetmesiydi.

Ancak bizim küçük, sıradan ve adi adamı düşününce! Yazarın işi çok zor!

***

Tarife bakın siz;

“Sen saz damlı, duvarları hayvan dışkısı sıvalı, çamurdan yapılmış evlerde yaşamayı sürdürüyor ancak ‘Kültür Sarayı’na bakarak gururlanıyor ve gelecek savaşa, yeni efendinin tahtından olmasına dek yönettiğin varsanısıyla kalıyorsun.” (Reich, 2015, s. 21)

***

Yazar bu kitabı sanki okuru rahatsız etmek adına yazmış,

dili akıcı ve sade olsa da üslubu keskin ve sert.

Bu keskin ve sert üslubun ardından okur kendini merceğin altına koymaktan alıkoyamıyor.

***

Aslında kendimize sormaktan çekindiğimiz soruları, yazar onu derinlemesine analiz etmiş bir şekilde küçük adama/kadına soruyor…

Başka bir şekilde yaşayabileceğimizi düşünmeye cesaret edemiyor;

açıkça davranmak yerine taktikler uyguluyor;

Küçük dünyasında aslında kendini yiyip bitiriyor!

***

Yazar,

Psikanaliz biliminin kurucusu Sigmund Freud’un da başyardımcılığını yapmış…

Bakın ne diyor;

“Dinle küçük adam!”

“Kendini o koltuğa tutsak eden yine kendinsin;

Az anladığın ne kadar şey varsa ona hayran oluyorsun;

mutluluk, emek, hizmet bekler ama sen onu sadece yiyip bitirmek istiyorsun!”

“Kendini sağlama almayı önemsiyorsun;

hamle yapmaktan korkuyorsun,

dipten ve doruktan korkuyorsun;

korktuğun için bağırıyorsun;

saygın görünümlere girip içten içe kendini aşağılıyorsun;

yazılanları anlamasan da onlara inanıyorsun;

özgür, canlı ve doğal hiçbir şeye katlanamıyorsun;

sahip olduğun sorumluluğu kabullenmiyorsun;

gerçekleri duymak ve görmek istemiyorsun;

yaşamaktan korkuyorsun.”

“Oysa yalnızca sen kurtarabilirsin kendini…”

***

Bunları ben değil, kitap söylüyor…

“Dinle küçük adam”

Bu kitabı hararetle tavsiye ederim sana…

Bu seni büyük yapmaz elbette…

Ruh ve beyin küçük olunca Meydan Larus okusan ne fayda!

Ama en azından ne kadar küçük, zavallı ve çaresiz olduğunu anlarsın!

Oku küçük adam!

***

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.