İnsanların Ölümü, ‘Takdiri İlahi’ Değil Çoğalan Ahlaksız İnsanların Sebebidir
İnsanların Ölümü, ‘Takdiri İlahi’ Değil Çoğalan Ahlaksız İnsanların Sebebidir
Büyük depremin üzerinden bir yıl geçti Allah bir daha böyle felaketleri ülkemize yaşatmasın.
Büyük depremin üzerinden bir yıl geçti Allah bir daha böyle felaketleri ülkemize yaşatmasın.
Bu tür felaketler ne yazık ki ülkemizde yaşandığı gibi dünyanın birçok bölgesinde yaşanıyor.
Bir örnek verecek olursak, dört büyük tektonik tabaka üzerinde bulunan Japonya, dünyanın en çok deprem yaşanan ülkelerinden biri. Nüfusu yaklaşık 125 milyon olan ülkede her yıl bin 500 civarında deprem gerçekleşiyor. Bu sayı, dünyadaki tüm depremlerin yüzde 18'ine tekabül ediyor.
Japonya’daki 9 büyüklüğündeki deprem nedeniyle okyanus tabanında 1 kilometrelik kırık oluşmasının ardından ülkenin kuzeydoğu kıyılarında tsunami meydana geldi. Japonya'da son 30 yılda meydana gelen en büyük deprem ve tsunamide 19 bin kişi yaşamını yitirdi, 450 binden fazla kişi evsiz kaldı.
Düşünün nerdeyse 9 şiddetin de bir deprem peşine tsunami ve ölen 19 bin kişi. Deprem sonrası gelen tsunami olmasaydı bu sayı bin kişiyi geçmezdi.
Yine kayıtlara geçen en büyük deprem olan Şili Depremi'nin şiddeti ise 9.5'tir. Güney Amerika'da yer alan Şili'de gerçekleşen bu depremden dolayı Bin 655 kişi hayatını kaybetmiştir. Bunun yanında 3 binden fazla kişi yaralanmıştır.
Dikkat edin 9,5 şiddetinde bir deprem ve ölenlerin sayısı yaklaşık Bin 600 kişi.
Peki ya ülkemiz de!
6 Şubat 2023'te saat 04.17'de meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremdeyse 54 bin insanımız can verdi.
17 Ağustos gölcük depremi 7,4 şiddetinde oldu ve 17 bin insanımız can verdi.
Tamam, 6 Şubat depremi ülkemiz için asrın depremi olabilir ya da siyasiler hatalarına kılıf bulmak için böyle bir söylem gerçekleştirebilir. Depreme ister asrın depremi diyelim ister dünya tarihinin en büyük depremi diyelim. Ne dersek diyelim ama şu soruyu da kendimize soralım bu deprem Japonya’da yada Şili’de olsaydı ölen insan sayısı bu kadar olur muydu? Hayır olmazdı.
Çünkü Japonya ve Şili gibi ülkelerde binalar neredeyse 9 yada 10 büyüklüğündeki depremlere dayanacak şekilde inşa ediliyor. Bu ülkelerde müteahhitler demirden çimentodan çalmıyorlar zaten yapılan denetimler karşısında çalma şansları da yok. Oradaki yetkililer bizimkilerde olduğu gibi sorumluluğu “takdiri ilahi” diye üzerlerinden atmıyorlar, onlar önce tedbirini alıyorlar sonra takdiri Allah’a bırakıyorlar.
Bizdeyse bırakın depremi, bir otel yangının da bile insanlarımız can veriyor. İşte Bolu da bir otelde çıkan yangında 78 vatandaşımız can verdi.
Ama Los Angeles'ta çıkan yangın 9 gün sürdü. Yangınlarda hayatını kaybeden kişi sayısı 30 civarında oldu, yanan bina sayısı 13 bin.
Bu yangın bizde çıksaydı ne olurdu? Binlerce insanımız ölürdü.
Sonrasında yetkililer çıkıp, yok denetim şu kurumdaydı, yok bizde değil sizdeydi gibi saçma sapan polemiklere girerlerdi. En alt görevlilerden birkaç kişi tutuklanır sonrasında her şey unutulur giderdi. Hatta utanmadan, arlanmadan insanların acısı üzerinden siyaset yapıp kendilerine paye çıkarmaya çalışırlardı.
Her zaman derim dünya da binlerce din var ama Ahlak bir tane var. Bir toplumda ahlak yoksa inancı ne olursa olsun değişen bir şey olmaz.
Japonya'da, öğrenciler din eğitimi dersleri almaz, ancak çoğu devlet okulunda Ahlaki Eğitim Dersini öğrendikleri için doğru davranırlar.
Bizdeyse oruç tutmayanı dövmeye kalkarlar, içki içeni kafir ilan ederler ama çalanı çırpanı hırsızlık yapanı görmezden gelirler.
Ne demiş Hazreti Peygamber efendimiz!
“Sizin en hayırlınız, ahlakı en güzel olanlarınızdır”
Dere yatağına bina yapılmasına izin verilip sonrasında gelen selde can veren insanların, binaları denetlemedikleri için, demirden çalan, betondan çalan müttehitlere yol veren yetkililer yüzünden ilk depremde ölen insanların, basit bir otelde bile denetim yapılmayıp yangında ölen insanların ölümü, “takdiri ilahi” değil çoğalan ahlaksız insanların sebebidir.
Ne yazık ki biz bu konuları daha çok ama çok konuşuruz.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.