Vizyon Kuyumcu

Yalancının İçinde Tutsak Kalmış Doğru

Gündem 10.01.2025 - 01:57, Güncelleme: 10.01.2025 - 01:57
 

Yalancının İçinde Tutsak Kalmış Doğru

Geçmiş yıllarda benimde herkes gibi maddi ve manevi çok fazla kaybım oldu. Çok yakınlarıma güvenip borç para verip alamadığım oldu.

Önemli durumlarda karar verip te verdiğim karardan dolayı çok zararlı çıktığım oldu. Ama şimdiye kadar ne kaybettiysem kaybım genelde para oldu. Zaman zaman dost ta kaybettiğim oldu. Şükürler olsun bir şeyler kaybettiysem şimdiye kadar çoğunlukla para kaybettim. Ama gün oluyor insan verdiği kararlardan dolayı öğle kaybediyor ki kaybın bedeli bazen hayatı olabiliyor, yuvası olabiliyor, yılları olabiliyor. Ama hayatını, yıllarını, yuvanı kaybetmektense para kaybetmek en iyisi. Sakın size ölümü gösterip sıtmaya razı ettiğimi sanmayın. İnsan araştırmadı mı yaparak ve yaşayarak çok şey öğreniyor bedeli ağır olsa da… Benim tek isteğim ağır bedeller ödeyerek kazandıklarımı sizin okuyarak öğrenmeniz.  Sayın okur size anlatacaklarımı iyi dinle. Nasihat vermiyorum. Ama musibetleri çok yaşadım. Yaşadığım musibetlerin özetini size sunacağım. Yazacaklarım iki kere iki dört edecek kadar kesin net değil ama sonuca yakın. Eğer anlatacağım basit kuralı uygularsanız hata yapma olasılığınız minimuma iniyor. Karar sizindir. Uyarsanız kazançlı çıkacağınıza da garanti veriyorum. İnsan her yıl yüzlerce karar verir, verilen kararların sonucu yanlış olabilir veya daha az yanlış kararlarla kurtarabilirsiniz. Ama ben karar vermeden evvel daha farklı davrandım. Bu davranışımla verdiğim kararlar diğer zamanlardaki kararlar la karşılaştırınca doğru kararı verme olasılığının arttığını gördüm. Kabaca oran vereyim ben eskiden bir yılda yüz karar vermek zorunda kaldıysam; bunun ellisi doğru, ellisi yanlıştı. Karar verme yöntemini değiştirince verdiğim yüz kararın doksanı doğru olmaya başladı. Nasıl mı? Ben size bir yol göstereceğim. Araştırın, okuyun, ufkunuzu genişletin. En önemlisi öğrendiklerinizi uygulayın. İpin ucundan tutmanızı sağlayacağım gerisini siz getirin. Kullanmazsanız âtıl bir bilgi olarak kalır sonra paslanır ve unutursunuz. Yaşanmış ve sonuç alınmıştır. İnsanlar hakkında bilmemiz gereken en önemli kriter her herkesin bir zayıf noktası olduğudur. Nasıl bir elbise giyip aynanın karşısına çıkıp üstümüze başımıza bakıp dışarıda insanlara güzel görünmeye çalışıyorsak, Kişiliğimize de çeki düzen verip çıkıyoruz. İçimizdeki çekirdek kişiliğimizi başka insanlardan gizliyoruz. Üzerimize giydiğimiz kıyafet gibi, kişiliğimizi de süslüyoruz. Dışarıda gösterilen kişilik insanın psikolojik zırhıdır. Evinizin anahtarını nasıl cebinizde taşıyorsanız, cep telefonunuzu şifresi hafızanızda saklı bulunup nasıl sizden başka kimse açamıyorsa, kişiliğinizin anahtarı da sizin içinizde saklı. Kişilerde o anahtarı bulursanız zırhın kilidini açmayı başarmışsınız demektir. Kilidi açarsanız karşınızdaki kişinin savunması yok olur. İnsanlar nasıl evde değerli eşyalarını kimsenin bilmediği yere saklıyorsa kişilerde kişiliğinin anahtarını kimsenin tahmin edemediği davranışlara bürünerek saklarlar. Anahtar oralarda gizlidir. Zayıf noktalarını gizlemeye çalışanların yaraları ağırdır. Söylediğiniz bir cümle veya bir kelime karşındakini kızdırıyor ve darma dağın ediyorsa doğru yoldasınız. Unutmayın: Hiçbir insan sır saklayamaz, sizi kandırmak istediğinde yalan söylemek zorundadır. Yalanı içinde uzun süre tutamaz, çünkü gerçek, yalancının vücudunun bir tarafından sızmaya çalışır. Sızıntıyı bulabilirsin. Gerçek özgürdür ve hapsedilemez, bir gün ortaya er ya da geç çıkar. Bu kuralı kimse şimdiye kadar değiştirememiştir. Ama sizin için önemli olan şu; yalancının içinde hapsolmuş gerçek, ortaya çıkmak için debelenirken sizde gerçeğe yardım etmelisiniz. Yardım edin ki gerçeğin yalancının içinden çıkması kolay olsun. Yalan söyleyen bir insan, gerçeği içinde tutsak etmiştir. Saklamıştır gerçeği senden, unutmayın gerçekler er ya da geç ortaya çıkar. Sizin yapacağınız tek şey var. Gerçeği ortaya çıkarmadan siz söylenen yalanın tuzağına düşmeyin. Yoksa kaybedersiniz.    Düşünün bir insan bir yerde tutsak kaldı. Ne yapar; pencereyi zorlar, kapıları zorlar, bağırır, kapıya tekme atar. Birinin duymasını sağlar. İnsanlara söylenen yalanlar da böyledir. Yalan söyleyen kişi gerçeği içinde hapseder. Gerçek yalancının içinden dışarı çıkmak için debelenir. Ne yapar size söyleyeyim. Siz yalancı ile konuştukça, can alıcı sorular sordukça; yalancı, gözlerini sizden kaçırır, sesi titrer, alnı terler, yüzü kızarır, konuyu değiştirir. Neden böyle davranır, çünkü söylediği yalanla gerçeği içine hapsetmiş, gerçek vücudundan dışarı çıkmaya çalışıyordur. (Bu durum amatörce yalan söyleyenlerde görünür.) Daha profesyonel yalancılar, içindeki gerçeği kaçırmamak için ne yapar söyleyeyim. Sıkıştırıldıklarını anladıkça avuç içleri terlemeye başlar, elleri tuhaf şekilde hareket etmeye başlar, konuşurken avuç için yukarı değil aşağı bakmaya başlar (Siz yalancıyı zorladıkça, yalancının içindeki gerçek yalancının bilinç altını zorlamaya başlar.)  Vücuttan kan çekilmeye başlar savunmaya geçer dolayısıyla burnu kaşınır. Konuşmalar tutarsızlaşır. Bir dediği bir dediğine uymaz, çünkü doğru tektir ve benzeri yoktur. O yüzden ne derler “Doğruları söyle ki konuşurken hata yapmayasın.”  Yalancının geldiği son nokta ise öfke kontrolünü kaybetmesi, sinirlenmeler başlar. Bu nokta zırhın delindiği noktadır. Savaş bitmiştir doğru pencere camını kırmıştır veya kapıyı kırıp yalancının içinden çıkıp özgürlüğe kavuşmuştur. Sonuç olarak yalancının içinden doğru kaçtığı için yalancı kendini savunmaya başlar. Kişinin yalan söyleyip söylemediğini anlamanın tek yolu var. Unutmayın; kim olursa olsun, kişi yalan söylediyse, doğruyu içinde hapsetmiştir. Doğru, yalancının içinde kaçmak isteyecektir. Bu yüzden kişinin dudaklarına değil, vücuduna bakın. Vücudu bir şeyler saklıyor gibiyse doğruyu hapsetmiş dışarı çıkmasına izin vermiyor demektir. Doğru yalancının vücudunda beni kurtar diye bağırıyor demektir. Bunu iyi analiz edersen o çığlığı hissedersin. Eğer o çığlığı kurtarmayıp özgürleştiremezsen sana yol gösterecek o doğrudan dan mustarip olacaksın. Dışarıda gezen yalancı seni kandıracaktır. O yüzden iş işten geçmeden iyi bir dedektif ol, yalancının içindeki doğrunun feryadını hisset ve onu kurtar. Kurtaramazsan sen tuzağa düştün demektir.
Geçmiş yıllarda benimde herkes gibi maddi ve manevi çok fazla kaybım oldu. Çok yakınlarıma güvenip borç para verip alamadığım oldu.

Önemli durumlarda karar verip te verdiğim karardan dolayı çok zararlı çıktığım oldu. Ama şimdiye kadar ne kaybettiysem kaybım genelde para oldu. Zaman zaman dost ta kaybettiğim oldu.

Şükürler olsun bir şeyler kaybettiysem şimdiye kadar çoğunlukla para kaybettim. Ama gün oluyor insan verdiği kararlardan dolayı öğle kaybediyor ki kaybın bedeli bazen hayatı olabiliyor, yuvası olabiliyor, yılları olabiliyor. Ama hayatını, yıllarını, yuvanı kaybetmektense para kaybetmek en iyisi. Sakın size ölümü gösterip sıtmaya razı ettiğimi sanmayın.

İnsan araştırmadı mı yaparak ve yaşayarak çok şey öğreniyor bedeli ağır olsa da… Benim tek isteğim ağır bedeller ödeyerek kazandıklarımı sizin okuyarak öğrenmeniz.  Sayın okur size anlatacaklarımı iyi dinle. Nasihat vermiyorum. Ama musibetleri çok yaşadım. Yaşadığım musibetlerin özetini size sunacağım. Yazacaklarım iki kere iki dört edecek kadar kesin net değil ama sonuca yakın. Eğer anlatacağım basit kuralı uygularsanız hata yapma olasılığınız minimuma iniyor. Karar sizindir. Uyarsanız kazançlı çıkacağınıza da garanti veriyorum.

İnsan her yıl yüzlerce karar verir, verilen kararların sonucu yanlış olabilir veya daha az yanlış kararlarla kurtarabilirsiniz. Ama ben karar vermeden evvel daha farklı davrandım. Bu davranışımla verdiğim kararlar diğer zamanlardaki kararlar la karşılaştırınca doğru kararı verme olasılığının arttığını gördüm. Kabaca oran vereyim ben eskiden bir yılda yüz karar vermek zorunda kaldıysam; bunun ellisi doğru, ellisi yanlıştı. Karar verme yöntemini değiştirince verdiğim yüz kararın doksanı doğru olmaya başladı.

Nasıl mı? Ben size bir yol göstereceğim. Araştırın, okuyun, ufkunuzu genişletin. En önemlisi öğrendiklerinizi uygulayın. İpin ucundan tutmanızı sağlayacağım gerisini siz getirin. Kullanmazsanız âtıl bir bilgi olarak kalır sonra paslanır ve unutursunuz. Yaşanmış ve sonuç alınmıştır.

İnsanlar hakkında bilmemiz gereken en önemli kriter her herkesin bir zayıf noktası olduğudur. Nasıl bir elbise giyip aynanın karşısına çıkıp üstümüze başımıza bakıp dışarıda insanlara güzel görünmeye çalışıyorsak, Kişiliğimize de çeki düzen verip çıkıyoruz. İçimizdeki çekirdek kişiliğimizi başka insanlardan gizliyoruz.

Üzerimize giydiğimiz kıyafet gibi, kişiliğimizi de süslüyoruz. Dışarıda gösterilen kişilik insanın psikolojik zırhıdır. Evinizin anahtarını nasıl cebinizde taşıyorsanız, cep telefonunuzu şifresi hafızanızda saklı bulunup nasıl sizden başka kimse açamıyorsa, kişiliğinizin anahtarı da sizin içinizde saklı. Kişilerde o anahtarı bulursanız zırhın kilidini açmayı başarmışsınız demektir. Kilidi açarsanız karşınızdaki kişinin savunması yok olur.

İnsanlar nasıl evde değerli eşyalarını kimsenin bilmediği yere saklıyorsa kişilerde kişiliğinin anahtarını kimsenin tahmin edemediği davranışlara bürünerek saklarlar. Anahtar oralarda gizlidir. Zayıf noktalarını gizlemeye çalışanların yaraları ağırdır. Söylediğiniz bir cümle veya bir kelime karşındakini kızdırıyor ve darma dağın ediyorsa doğru yoldasınız.

Unutmayın: Hiçbir insan sır saklayamaz, sizi kandırmak istediğinde yalan söylemek zorundadır. Yalanı içinde uzun süre tutamaz, çünkü gerçek, yalancının vücudunun bir tarafından sızmaya çalışır. Sızıntıyı bulabilirsin. Gerçek özgürdür ve hapsedilemez, bir gün ortaya er ya da geç çıkar. Bu kuralı kimse şimdiye kadar değiştirememiştir. Ama sizin için önemli olan şu; yalancının içinde hapsolmuş gerçek, ortaya çıkmak için debelenirken sizde gerçeğe yardım etmelisiniz. Yardım edin ki gerçeğin yalancının içinden çıkması kolay olsun.

Yalan söyleyen bir insan, gerçeği içinde tutsak etmiştir. Saklamıştır gerçeği senden, unutmayın gerçekler er ya da geç ortaya çıkar. Sizin yapacağınız tek şey var. Gerçeği ortaya çıkarmadan siz söylenen yalanın tuzağına düşmeyin. Yoksa kaybedersiniz.   

Düşünün bir insan bir yerde tutsak kaldı. Ne yapar; pencereyi zorlar, kapıları zorlar, bağırır, kapıya tekme atar. Birinin duymasını sağlar. İnsanlara söylenen yalanlar da böyledir. Yalan söyleyen kişi gerçeği içinde hapseder. Gerçek yalancının içinden dışarı çıkmak için debelenir. Ne yapar size söyleyeyim.

Siz yalancı ile konuştukça, can alıcı sorular sordukça; yalancı, gözlerini sizden kaçırır, sesi titrer, alnı terler, yüzü kızarır, konuyu değiştirir. Neden böyle davranır, çünkü söylediği yalanla gerçeği içine hapsetmiş, gerçek vücudundan dışarı çıkmaya çalışıyordur. (Bu durum amatörce yalan söyleyenlerde görünür.) Daha profesyonel yalancılar, içindeki gerçeği kaçırmamak için ne yapar söyleyeyim.

Sıkıştırıldıklarını anladıkça avuç içleri terlemeye başlar, elleri tuhaf şekilde hareket etmeye başlar, konuşurken avuç için yukarı değil aşağı bakmaya başlar (Siz yalancıyı zorladıkça, yalancının içindeki gerçek yalancının bilinç altını zorlamaya başlar.)  Vücuttan kan çekilmeye başlar savunmaya geçer dolayısıyla burnu kaşınır. Konuşmalar tutarsızlaşır. Bir dediği bir dediğine uymaz, çünkü doğru tektir ve benzeri yoktur. O yüzden ne derler “Doğruları söyle ki konuşurken hata yapmayasın.”  Yalancının geldiği son nokta ise öfke kontrolünü kaybetmesi, sinirlenmeler başlar. Bu nokta zırhın delindiği noktadır. Savaş bitmiştir doğru pencere camını kırmıştır veya kapıyı kırıp yalancının içinden çıkıp özgürlüğe kavuşmuştur. Sonuç olarak yalancının içinden doğru kaçtığı için yalancı kendini savunmaya başlar.

Kişinin yalan söyleyip söylemediğini anlamanın tek yolu var. Unutmayın; kim olursa olsun, kişi yalan söylediyse, doğruyu içinde hapsetmiştir. Doğru, yalancının içinde kaçmak isteyecektir. Bu yüzden kişinin dudaklarına değil, vücuduna bakın. Vücudu bir şeyler saklıyor gibiyse doğruyu hapsetmiş dışarı çıkmasına izin vermiyor demektir. Doğru yalancının vücudunda beni kurtar diye bağırıyor demektir. Bunu iyi analiz edersen o çığlığı hissedersin. Eğer o çığlığı kurtarmayıp özgürleştiremezsen sana yol gösterecek o doğrudan dan mustarip olacaksın. Dışarıda gezen yalancı seni kandıracaktır.

O yüzden iş işten geçmeden iyi bir dedektif ol, yalancının içindeki doğrunun feryadını hisset ve onu kurtar. Kurtaramazsan sen tuzağa düştün demektir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve samsunetikhaber3.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.